30 Yaşında, 150 milyonluk şirket kurdu / Kidolog’un hikayesi

Eray Uğurelli, 15 bin lira sermaye ile başladıkları online danışman Kidolog’u 2 yılda 150 milyon liraya getiren bir isim. Kızı doğduktan sonra bir danışman arayışına giren ve burada büyük bir boşluk olduğunu fark eden Uğurelli, ‘anne babaların rehberi ve en iyi arkadaşı’ olarak tanımladığı Kidolog ile sektörde hızla büyüyor. Daha önce çeşitli girişimleri hayata geçiren ve başarılı olan Uğurelli, Kidolog için ‘Dünya markası olana kadar yola devam’ diyor. Uğurelli, anne babaların en önemli derdine çare olan Kidolog’un ilham veren hikayesini Storybox’a anlattı.

1991 Kırıkkale doğumlu Eray Uğurelli, ev hanımı bir anne ile postacı bir babanın oğlu. Ama beş çocuğu tek memur maaşı ile büyütmek kolay olmadığı için babası aynı zamanda pazarcılık yapıyor. Hatta babasının bu çabaları, onu Eray Uğurelli için ufacık yaşta bir rol model haline getiriyor.

Okulda çok başarılı bir öğrencı olan Uğurelli, babası kendisini Kırıkkale’nin en iyi ortaokuluna yazdırmaya götürürken söylediklerini hiç unutmuyor:

“Babam bana ‘Oğlum ne olursa olsun elini kaldır öncü ol, bilmesen de öğrenirsin, hevesli ol, istekli ol’ gibi bir telkinde bulundu. O telkin benim hayatımı değiştirdi diyebilirim. Ben o saatten sonra girişimci bir karaktere, girişimci bir kişiliğe sahip bir insan oldum. O günden beri hep böyle istekli, hevesli, öncü olmaya çalıştım, ilk harekete geçen insanlardan biri oldum.

Başarılı bir öğrenciydim ama bunu babamın yanında erken yaşlarda ticareti görmeye de borçluyum. Babam pazarcılık yaparken hemen yan tarafta bana da küçük bir tezgah açardı ve orada bu işi öğrenmem için benim de bir şeyler satmamı isterdi. 5 yaşında bir çocukken ben pazarda pazarcılık yaptım. Hem okumanın hem ticaretin kıymetini babam sayesinde öğrenmiş oldum. Keyifli bir çocukluğum geçti çalışarak. 90’lı yıllardaki çocukların yaptıklarını ben de yaptım, bisiklet tamirciliği yaptım, pazarda su sattım babamın yanında tezgahta limon, maydanoz sattım.”

HEP KENDİ İŞİNİ YAPTI

Üniversitede işletme mühendisliği okuyan Uğurelli, girişimci ruhlu olduğu için hep bir şeyler yapalım derdinde olmuş ve kurumsal hayata ısınamamış. Ortağıyla beraber önce İzmir’de bir spor salonu açmışlar ve Türkiye’nin ilk teknoloji ile bağlantılı spor salonlarından birisine dönüştürmüşler. Daha sonra burayı satıp bir restoran açmışlar, ardından da bir tatlı markası kurup o senenin franchise ödülünü almışlar. Buradan da exit yaptıktan sonra insanların hem kahve için hem de birlikte çalışabilecekleri bir yer açıp arka arkaya franchise vermişler. Aslında işler iyi gitmesine karşın akıllarında hep teknoloji tabanlı bir startup hayali var.

DÖNÜM NOKTASI KIZININ DOĞUMU OLDU

Uğurelli’nin hayatının en önemli dönüm noktalarından birisi evlenmesi ve akabinde bir kızının olması. Aradıkları fikir de kızıyla birlikte geliyor:

“Kızım Ilgın 2.5 kilo civarında hayata gözlerini açtı. Biz anne sütü gibi kıymetli bir besinle beslenmesini çok önemsiyorduk eşimle beraber. İki üniversite mezunu bir insan, çocuğu kucağınıza veriyorlar ve o saatten sonra artık bütün dünya durmuş oluyor. O çocuğu hayata hazırlamak ve onun için hayatı kolaylaştırmak zorundasınız. Biz emziremedik. Kızımın anne sütüyle beslenmesini istiyoruz ama kızım bir türlü annesinden beslenmiyor. Etrafımızda herkes bir şeyler tavsiye ediyor, şunu yap bunu yap, eşime bir şeyler söylüyor, biz zaten bunalmışız. Bir çaresizlik içinde bir link geldi bize, sosyal medyada bir emzirme danışmanı diye bir şey olduğunu öğrenmiş olduk ve o hanımefendi sayesinde eşim birkaç görüntülü görüşme sayesinde emzirme yöntemlerini öğrendi ve kızım 22 ay boyunca anne sütüyle beslenmiş oldu.

Ilgın dünyaya geldikten ve emzirme problemleri yaşadıktan sonra ‘biz anne babaların tüm dünyada ihtiyacı olabilecekleri alanlarda yaşadıkları problemlere çözüm sağlayacak bir girişim yapacağız’ dedik. Çünkü insanın çocuğu çoluğu, hayat bir kenara çocuklarınız bir tarafa olmaya başlıyor, ben baba olduğumuzda bunu çok yakından hissetmeye başladım. Çocuklarınızın sağlığı, onların iyi olduğunu görmek kadar önemli bir şey yok bu hayatta. Ilgın hayata geldiğinde bir an evvel beslenmesi lazım ve büyümesi gerekiyor. Bu hayatımızın en önemli problemiyken, şu anda hayatımızın en önemli avantajlarından birine de dönmüş oldu. Çünkü kızımın bu problemi üzerine çözümünün nasıl olabileceğini düşündük ve Kidolog’u bu şekilde kurmuş olduk.

Kidolog 15 Şubat 2021’de ilk kez canlıya çıktı. Türkiye’de 400’den fazla uzmanla beraber 11 farklı kategoride anne babalara online danışmanlık hizmeti veren platformuz. ‘Bilinçli ebeveynler, mutlu nesiller’ mottosuyla yola çıktık. İlk günden beri ismimiz ve mottomuz dahil tüm dünyadaki ebevenylerin ihtiyaçlarını karşılayabilsin diye kurgulanmış bir modeldi. Buradaki amacımız, multidisiplinel yaklaşımla anne babalar doğum öncesinden, hamile olduklarını öğrendiklerinde bizlerden hizmet almaya başlasınlar, çocuklarını 18 yaşına getirene kadar hala bizden hizmet almaya devam edebilsinler. Anne babalık belli bir dönemde belli bir problemleri çözüp yola devam ettiğiniz bir süreç değil. Çocuğunuz her ayında, her yaşında, her sene farklı farklı problemleri çözmek zorunda olduğumuz bir serüven. O yüzden emzirme danışmanlarından pedagoglara, pedagoglardan psikologlara kadar 10 farklı kategoride biz annelere doğrudan, uzman desteğini birebir güvenli platformda tamamen kendi yazılımımız olan görüntülü görüşme sistemleri web sitemiz, mobil uygulamamızla anne babaların en yakın arkadaşları olmayı hedefliyoruz.

HER YAŞ DÖNEMİ İÇİN AYRI EĞİTİM

Anne babalar bizden doğuma hazırlık eğitimi alabiliyorlar. Doğum psikolojisi, doğum korkusu denilen aslında aşılması gereken çok önemli bir problemle başlıyor serüven. Daha sonra ebe ve doğum koçlarımızla hem emzirme konusunda hem de yeni doğum bakımı konusunda destek oluyoruz. Bir çocuk dünyaya geldiğinde nelere dikkat edilmeleri, hangi kriterlere göre çocukların ilk 40 günü, ilk ayı, ilk 6 ayı geçirilmelidir, u konularda destek oluyoruz. Daha sonra ilk 6 aydan sonra çocuk anne sütünden veya anne sütüne en yakın besinlerden hemen ek gıda süreci başlıyor. Çocuklar artık besinlerle tanışmaya başlıyor. Burada diyetisyenlerimizle beraber çocukları normal besinlerle alıştırıyoruz. Bu süreçte yürüme, tuvalet alışkanlığı, uyku alışkanlığı, anne babanın çocuktan güvenli ayrışması, sonuçta çalışan ebeveynlerin arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Anne babalar çocukları bakıcılara veya güvendikleri birilerine emanet ediyorlar, işlere gidiyorlar. Burada anne babaların ve çocuğun güvenli ayrışması çok önemli.

Tabi okula hazırlık dönemi çok çok ayrı bir dönem. Çocuklarımız aileden kopuyor ve artık gününün tamamını okulda geçirdikleri 6-7 yaşla beraber başladıkları bir maraton var. Artık o saatten sonra çocuklarımız ilkokul, ortaokul, eğitim hayatları başlamış oluyor. Buradaki ödev sorumlulukları, buradaki öğretmen ve arkadaşlarıyla uyum içinde yaptıkları faaliyetler, akran zorbalığı erken yaşta kötü alışkanlıklara ve maddelere bulaşması, sosyal medya, ekran bağımlılığı, oyun bağımlılığı, telefon tablet bağımlılığı, bunlar çok çok kıymetli meseleler. Çözülmesi, erken müdahale edilmesi gereken konular. Anne babalar bunları tespit ettikten sonra yapacağı davranışlar aslında çocuklarımızın hayatını ve karakterini değiştiren en önemli faktörler. Anne babaların oradaki vereceği tepkileri, uzmanla beraber sizin çocuğunuza özel geleneksel ve kulaktan dolma yöntemleri bir kenara bırakarak, doğrudan uzmanlardan öğrendiği, ‘benim çocuğum özeldir ve benim çocuğumun ihtiyacı budur’ mottosuyla çocukları büyütmemiz gerekiyor, Kidolog da tam olarak bunu yapıyor.

İLK YATIRIM 3 MİLYON TL DEĞERLEME İLE GELDİ

Kidolog’u kurduktan hemen bir ay sonra 3 milyon TL değerlemeyle Alesta yatırımdan ilk yatırımlarını aldıklarını belirten Uğurelli, bu başlangıcın kendileri için çok kıymetli olduğunun altını çiziyor:

“Bu yatırımla beraber, tohum öncesi dediğimiz bir süreç bu ve tohum öncesinde aslında bir bitkinin toprak altında tohumlanması gibi tohum öncesi yatırımla doğru kullanıp onu doğru yerlere harcadığınızda o girişimi büyütmeye başlıyorsunuz. İlk yatırımımızdan 3 ay sonra da 10 milyon TL değerlemeyle ikinci yatırımımızı kapattık. Ondan 5-6 ay sonra da 30 milyon TL değerlemeyle tohum öncesi köprü yatırımımızı tamamlamış olduk. Şu anda da tohum yatırımızı tamamladık. Şirketimiz 2 yıl içinde 140 milyon TL değerlemeye ulaştı. Türkiye’nin önde gelen saygın kurumları ve kuruluşları bizim hikayemize ortak oldular. Türk Telekom, İTÜ Arı Teknokent, Founderone, Alesta yatırım ve melek yatırımcılar hikayemize ortak oldular. Bizimle beraber şu anda bir dünya yatırımcısı olma hedefiyle Kidolog’un en büyük destekçileri haline geldiler. Biz Kidolog’u kurarken 15 bin TL gibi bir sermayeyle yola çıktık. Hep şey diyoruz, ’15 bin liradan 150 milyon TL’ye iki senede bir hikaye’, bütün ekip arkadaşlarımla takımımla beraber oluşturmuş olduk.

Biz iki kişi yola çıktık iki kurucu ortak Burak’la beraber. Hemen hikayemize Fatih dahil oldu, sosyal medyamızdan ve markamızdan sorumlu. 3 kişi aslında birkaç ay çalıştıktan sonra çok kısa sürede ekibimiz şu anda 15 kişilik bir kadroya ulaştı. Türkiye’de 400’den fazla, uzmanımız var İngiltere’de 50’den fazla uzmanımız var ve bekleyen binlerce başvuru var.”

Kşdolog’un pandemide kurulan bir şirket olduğunu söyleyen Uğurelli, “Her şeyin online’a döndüğü, insanların online hizmet almaya alıştığı, çocuklarımızın zoom üzerinden eğitim almaya alıştığı bir dönem geçirdik. Bununla beraber bir alışkanlık değişimi, tutumsal bir değişim, tüm dünya gibi bizler de uğradık. Ofislerimizi kapatıyoruz, uzaktan çalışıyoruz, bütün ekip arkadaşlarımız dünyanın istedikleri yerlerinden istedikleri işi yapıyor. Bizim Amerika’dan da uzmanımız var, İngiltere’de de uzmanımız var, tam tersi Çin’de de danışanımız var, Kanada’dan da danışanımız var. İnsanlar dünyanın dört bir tarafından öyle bir platform sayesinde konumdan, zamandan, saatten bağımsız bizim platformumuzdan hizmet alabiliyorlar. Aslında pandeminin bizim işimize böyle bir katkısı var.” diyor.

SEANSLAR DIŞARIYA GÖRE ÇOK DAHA UCUZ

Uğurelli çalışma sistemine ilişkin olarak da şunları söylüyor:

“Danışanlarımızın yüzde 70’i Türkiye’den yüzde 30’unu yurt dışında yaşayan Türklerden alıyoruz. Amacımız yerel dilde, yerel ailelere, yerel uzmanlarla hizmet vermek. Bunun için de şu anda İngiltere’de Londra’da faaliyetlerimizi başlattık, Kaliforniya’da testlere yakın zamanda başlıyoruz, Almanya’da da çok yakın zamanda testleri tamamlayıp satışa başlamış olacağız. Türklerin yoğun yaşadığı Almanya, Hollanda Avustralya gibi ülkelerden çok fazla kullanıcımız var.

Bugüne kadar 30’dan fazla ülkede yaşayan Türklere hizmet verdik. Şimdiye kadar aylık 3 binden fazla görüşme gerçekleşiyor, 50 binden fazla da kayıtlı üyemiz var.

Bizden hizmet almanız çok kolay, 3 tıkla uzmana bağlanabiliyorsunuz. Web sitemizi veya mobil uygulamamızı telefona indirerek, doğrudan oradaki uzmanların profillerinden onların daha önceden yüklenmiş, onların 1’er dakikalık tanıtım videolarından onların sertifikalarından okullarından uzmanlık alanlarından bir karar aşamasından geçtikten sonra doğrudan ücretsiz bir şeklide soru sorabiliyorsunuz ve ücretsiz bir şekilde yanıtınızı alabiliyorsunuz. Siz doğru uzmanı bulduğunuza karar verdikten sonra isterseniz ücretsiz ön görüşme yapıyorsunuz ve tanışma toplantısı gerçekleştiriyorsunuz ya da doğrudan seansınıza başlayarak onunla bir serüvene başlamış oluyorsunuz.

Kidolog’ta aslında pandemiyle beraber uzaktan çalışma ve online hizmetlerin yaygınlaşmasının avantajlarından bir tanesi de şu oldu, fiziki şeylere göre çok daha hesaplı, uygun fiyatlara, çok kaliteli hizmetlere ulaşabiliyorsunuz. Bizim sitemizde 200-300 TL’ye aldığınız seansı dışarıda 2 bin, 3 bin liralara kadar vermek zorunda kalabiliyorsunuz. Hem zamandan ve mekandan bağımsız evinizin konforunda danışmanlık hizmeti alıyorsunuz, hem de çok uygun fiyatlı ulaşmış oluyorsunuz. Bizim web sitemizden ve mobil uygulamamızdan tekli seanslar yerine, paketleri de tercih ederek, aslında 200 liranın da altına gelen seans başı fiyatları düşürebiliyorsunuz.

Bir girişimcinin 7/24 çalışması bgerektiğini ve kan, ter, gözyaşı olmadan başarının da olmayacağını söyleyen Uğurelli, “Olumsuzlukların sürekli karşına çıkabileceğini bilmeniz ve farkında olmanız gerekiyor. Pes etmeden, yılmadan çalışmanız gerekiyor. Bizim için kırılma anlarımızdan bir tanesi yatırım almamız, bir tanesi İTÜ Bigbank sahnesinde yer alıp, finalistler arasında çıkıp binlerce girişimin arasında 20 girişimden biri olmamız. Alesta Yatırım’dan yatırım almamız bizim için çok çok önemli bir kırılma noktası.

BU DAHA BAŞLANGIÇ

Bu kadar büyümeyi hayal etmiyordum desem yalan söylemiş olurum. İlk günden itibaren unicorn olmak istediğimi, bir dünya markası yaratmak istediğimin farkındaydım ve bunun için her şeyi ekibimle beraber yapacağımın farkındaydım, bu beni şaşırtmıyor. Tabii ki 2 yıl gibi kısa bir sürede 140 milyon liralık bir değere ulaşması beni çok mutlu ediyor. Ama bu bir başlangıç. Biz şu anda Türkiye’de hizmet veriyoruz, daha gideceğimiz çok ülke var. Dünya 8 milyar nüfusa ulaştı ve her 1 saniyede 4 çocuk dünyaya geliyor. İnanılmaz büyük bir pazara hitap ediyoruz. Özellikle anne çocuk pazarı, bebek pazarı 600 milyar dolardan fazla bir pazar. Daha yapacak çok işimiz var. Biz sadece online danışmanlık platformu olarak kalmak istemiyoruz, biz anne babaların birkaç problemini çözen, onların en yakın arkadaşı olan bir marka olmak istiyoruz.

Çok kısa süre içinde 50 milyon dolar değerlemeye ulaşacağımızı düşünüyoruz. özellikle önümüzdeki seneki büyümemiz ve yurt dışı hedeflerimizi gerçekleştirirsek. Daha sonra çok kısa süre içinde 1 milyar dolar seviyeye ulaşarak ülkemizden çıkmış bir unicorn olmak istiyoruz.” diyor.

KAYBEDEBİLİRSİNİZ AMA ORADA TAKILI KALMAYIN

Tüm işlere sıfır sermaye ile başladığını ve ailesinden hiç destek almadığını söyleyen Uğurelli şöyle cdevam ediyor:

“Ben bir memur çocuğuyum ve annemden babamdan miras, para almadım girişimciliğe başlarken. Sıfır sermaye ile ufak tefek birikimlerimizle başladık. Bu serüvende çok fazla para kaybettik. Yanlış yatırımlarımız oldu, yanlış girişimlerimiz oldu ama vazgeçmedik. Bir taraftan kaybettiysek diğer taraftan kazanmaya çalıştık ve genelde de hep öyle oldu. Bir kapı kapandıysa gerçekten başka kapılar sizin için açılabiliyor. Bunun farkında olmak, hayatı görmek ve farkında yaşamak gerekiyor. Çok paralar kaybettik ama bunları telafi etmeye çalışıyoruz. Ben para kaybettim demiyorum çok şey öğrendim diyorum. Ben o kaybettiklerim sayesinde aslında şimdiki Erayım, şimdiki becerilerimi biliyorum. Şimdiki yöntemlerimi aslında neden kaybettiğimi iyi analiz ettiğim için kaybetmemeye çalışıyorum. Kaybetmek çok güzel bir şey, kaybedilebilir, ama orada takılıp kalmamak lazım. Ben personelimin maaşını ödeyemedim ve kredi kartımdan nakit avans çektim, gidip bankadan kredi çekip maaşlarımı ödediğimi biliyorum. Ama her ayın aynı günü, aynı saatte bütün çalışanlarımın hangi sektörde olursam olayım maaşlarını yatırdım, onlara kıymet verdim. Onlar da bunun farkında olduğu için hep beraber hikayemizde, girişimimizde, işimizde, ticaretimizde başarılı olmak için ellerinden geleni yaptılar. İnişler çıkışlar her zaman var. İyi yönetmek çok önemli.

Gençlere tavsiyem hayal etmek çok güzel, hayal etsinler ama her hayalin aslında onların çalışmasına bağlı olduğunu da unutmasınlar, durmadan çalışmak çok önemli. Vazgeçmeden çalışmak, pes etmeden çalışmak ve bunun için mücadele etmek, bunun için hazırlık yapmak, hem kendine hem işine yatırım yapmak. Maddi manevi vakit ayırmak, fedakarlık yapmak bence çok önemli. Ben genç girişimci adaylarına fedakar bir ruha sahip olmalarını tavsiye ederim. Her an her şeyden vazgeçebilme potansiyeli taşıyabilmeleri gerekiyor. Girişimci kanını, girişimci kanını sürekli taze ve canlı tutmaları gerekiyor. O kanın o damarda sıcak akması gerekiyor, heyecan duymadıkları hiçbir işe girmesinler ve yapılabilitesi çok önemli bir işin. Hayal kurarken de bu işin ekonomiye dönebileceği bu işin değere dönebileceğini hesaplamak çok önemli. “

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR