Paslanmaz çelikte kritik öneme sahip anti-damping soruşturması sona yaklaşırken sektör temsilcileri tek ses oldu: “Karar Türkiye’nin lehine olmalı.” Türkiye’nin ihracat ve istihdamında kritik rol oynayan paslanmaz çelik kullanıcı sektörler, Ticaret Bakanlığı’nın yürüttüğü anti-damping soruşturmasında karar aşamasına gelinirken alarmda. STK’lar, Posco Assan’ın talebiyle başlayan sürecin yerli üreticinin aleyhine sonuçlanması hâlinde enflasyon artışı, üretim kaybı, 300 bine yakın işsizlik ve 1,5 milyar dolarlık ihracat daralması yaşanacağı uyarısında bulunuyor.
Ticaret Bakanlığı tarafından Posco Assan’ın başvurusu üzerine ithal paslanmaz çelik için başlatılan anti-damping soruşturmasında sona gelindi. Yakın zamanda açıklanması beklenen karar öncesi Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Acar, Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD) Basın Sözcüsü Barış Yılmaz, Gelişen Ev ve Yaşam Eşyası Markaları Derneği (GEEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çığır Şahin ve Paslanmaz Çelik Derneği (PASDER) Genel Sekreteri Fatih R. Köksal bir araya gelerek açıklama yaptı. Milyarlarca dolarlık ihracat yapan, yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan sektörleri temsil eden STK’lar yaptıkları açıklamada, sürdürülen soruşturmanın Türkiye’deki üreticiler lehine sonuçlanmasını beklediklerini bildirdi. Posco Assan’ın bir üretici değil, yalnızca ithal ettiği paslanmaz yassı çeliğe soğuk indirgeme işlemi yapan bir haddeleme tesisi olduğu ifade edilirken, soruşturmanın ek vergi ile sonuçlanmasının ihracattan üretime, istihdamdan enflasyona kadar her anlamda olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çekti.
‘BİR ŞİRKETİN GELECEĞİ İÇİN KARAR VERİLECEĞİNE İNANMIYORUZ’
Paslanmaz çelik konusundaki anti-damping kararının artık 1 ay içinde açıklanmasını beklediklerini ifade eden Bekir Topuz, paslanmaz çelik kullanan sektörlerin aleyhine bir karar çıkmasını beklemediklerini söyledi. Sadece bir şirketin geleceği için 1 milyon kişiye istihdam sağlayan sektörlerin zor durumda bırakılmayacağına inandıklarının altını çizen Topuz, “Eğer olumsuz karar çıkarsa birçok işletme çalışanlarının büyük kısmını işten çıkarmak zorunda kalacak. Yaklaşık 300 bin kişi işinden olacak.” dedi. Diğer taraftan getirilecek ek verginin iç pazarda da enflasyona sebebiyet vereceğine vurgu yapan Topuz, “Ek vergi, paslanmaz çelik kullanılan tüm ürünlere zam gelmesi anlamını taşıyor. Paslanmaz çelik kullanılan ürünlerin tamamında bu durum olacak. İç pazarda en az yüzde 25 gibi bir ciro kaybı yaşanacak. İhracatta da 1,5 milyar dolarlık bir hacim kaybı oluşacak. Zaten rakip ülkelerle fiyat rekabetinde zorluk yaşanırken, artık rekabet etme şansımız hiç kalmayacak. Bu sebeple Ticaret Bakanlığı’nın, 250–300 bin kişinin işsiz kalmasına, enflasyonun oluşmasına, iç pazarın daralmasına, 1,5 milyar dolardan fazla ihracatımızın düşmesine sebebiyet vereceğine inanmıyoruz. Bir firmaya karşı, 5,5 milyar dolarlık ihracata engel teşkil edecek bir karar almayacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
VERİLECEK DESTEKLERİ KONUŞMAMIZ GEREKİYOR
İhracatçının mevcut konjonktürde zor şartlar altında ihracat yapmak için çaba gösterdiğine dikkat çeken Talha Özger, “Bitmiş ürün satmak zor. Elimizde çanta, kapı kapı dolaşıp katma değerli ürün satmaya çalışıyoruz. İçinden geçtiğimiz dönem zaten çok zor. Bu dönemde bizlere verilecek destekleri konuşmamız gerekirken, ek vergi gelmemesi için çaba gösteriyoruz. Türkiye’de üretilmeyen bir ham maddenin üzerine ek vergi gelmesini doğru bulmuyoruz. Yanlış olan bu yoldan acilen geri dönülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda da karar vericilere güveniyoruz. Bir ürünü alıp, üretiyoruz, katma değer yaratıyoruz. Bizim daha çok üretip ‘Made in Türkiye’ algısını artırmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
EVE GİREN HER ÜRÜN YÜZDE 12 PAHALI
EVFED olarak Türkiye’de 26 milyar dolar ihracat, 21 milyar dolar ithalat yapan sektörlerin çatı organizasyonu olduklarını ifade eden Güçlü Kaplangı, yaşanan durumu sektörler için ‘ölümcül’ olarak nitelendirdi. Anti-damping soruşturmasını Türkiye’de faaliyet gösteren, değer üreten, milyarlarca dolarlık ihracata imza atan, yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan şirketler lehine sonuçlanmasını beklediklerinin altını çizen Kaplangı, sözlerini şöyle sürdürdü: “13 yıl önce yabancı sermayeli bir firmanın ‘Türkiye’de paslanmaz çeliği cevherden imal edeceğim.’ diyerek verdiği sözle birlikte konulan gümrük vergisi yıllar içinde değişmekle birlikte, şu anda yüzde 12 olarak devam ediyor. Bu durum zaten bize küresel rekabette çok büyük sıkıntılar yaratırken, iç pazarda da elimizi kolumuzu bağlıyor. Beyaz eşyadan tencere-tavaya, küçük ev aletlerinden hastane gereçlerine kadar paslanmaz çelik kullanan tüm üreticiler etkileniyor. Yani yıllardır bu sektörlerdeki tüm ürünler yüzde 12 pahalı üretiliyor.”
SORUŞTURMANIN RÜZGARI BİLE YETTİ
Yakın zamanda açıklanması beklenen anti-damping soruşturmasının konuşulmasının dahi yeni zamlar getirdiğini kaydeden Kaplangı, “Sırf anti-damping vergisinin rüzgârı bile özellikle mutfak eşyaları, züccaciye ve endüstriyel mutfakta 800 milyon dolarlık dış ticarette ithalat artışına yol açtı. Türkiye’ye 800 milyon dolarlık ithal ürün girdi. Üreticiler, ‘Bu maliyetlerle bu iş yapılmaz, bir de anti-damping vergisi gelecek, ben fabrikalarımı taşıyayım.’ dedi. Mısır’a, başka ülkelere gitti veya üretimi bırakıp ithalatçı oldu. Anti-damping vergisi gelmesi durumunda, bırakın büyümeyi, artık emeğimizle ve tırnaklarımızla kazıyarak belli bir noktaya getirdiğimiz, dünyada sayılı sektörler arasına soktuğumuz mutfak eşyalarını, züccaciyeyi, paslanmaz çelik ürünlerini tamamen kaybetme noktasına geleceğiz. Bu bizim için kabul edilebilir bir durum değil.” diye konuştu.
EK VERGİ ENFLASYONU ARTIRIR
Türkiye’nin arzuladığı katma değerli ihracatın, ham madde satarak değil, nihai ürün ihraç ederek mümkün olacağını kaydeden Ahmet Acar, “Ham madde üreticilerine farklı enstrümanlarla destek vermek gerekir. Ancak onları ek vergi yöntemiyle korumaya almak doğru bir adım olmaz. Ham maddeye gelecek olan ek vergiler, içerde enflasyona neden olurken, ihracatta rekabet gücümüzü kaybetmemize yol açar. Diğer taraftan getirilmeye çalışılan ek vergiler, ham madde üreticilerinin gereğinden fazla kazanç sağlamasına da neden olacaktır. Biz Ticaret Bakanlığımıza ve diğer yetkili kurumlara güveniyoruz. Buradan doğru kararın çıkacağına inanıyoruz. Farklı bir karar çıkması durumunda ise içerde enflasyonist etkiler oluşacak, ihracat tarafında da kayıplar yaşanacaktır.” dedi.
‘İÇERİSİ KORUNMALI, GÜMRÜK VERGİSİ SIFIRLANMALI’
Anti-damping soruşturmasının yakın zamanda sonuçlanmasını beklediklerini dile getiren PASİD Yönetim Kurulu Basın Sözcüsü Barış Yılmaz, “Beklentimiz tabi ki ek bir vergi gelmemesi. Ancak farklı ülkelerdeki farklı işletmelere, farklı oranlarda ek vergi kararı da çıkabilir. Burada da oranlar yüzde 3, yüzde 6 ve yüzde 8 gibi oranlarda farklılık gösterebilir. Bu oranlar yüzde 12’lik vergiye ek olarak gelebilir. Anti-damping soruşturması sonrası ek vergi kararı çıkarsa tüm sektörler etkileneceği için burada 1 milyon kişiye istihdam sağlayan sektörleri zor durumda bırakmayacak şekilde ilerlenmelidir. Anti-damping soruşturmasında sektörlerimiz için olumsuz bir karar çıkarsa yapılması gereken yüzde 12 olan gümrük vergisinin düşürülmesi ya da sıfırlanmasıdır.” dedi.
‘TÜKETİCİYİ CEZALANDIRAN SONUCA DÖNÜŞMEMELİ’
Paslanmaz çeliğin tencere, tava, çatal-kaşık, bıçak ve geniş bir HoReCa/gastronomi ürün gamının ana hammaddesi olduğunu belirten Şahin, “Anti-damping kaynaklı her ek maliyet, tüketicinin günlük hayatına ve perakende fiyatlarına güçlü bir zincirleme etkiyle yansıyacaktır.” dedi. Şahin, olası bir ek vergi kararının perakende fiyatlarına en az yüzde 20, yılbaşında devreye girecek maliyetlerle birlikte yüzde 50 ve üzeri artış olarak yansıyabileceğini vurguladı. Şahin: “Bu durum iç pazarda rekabeti zayıflatır, ithal mamullerin önünü açar ve hane halkının bütçesini daha da sıkıştırır. Zaten bıçak sırtında ilerleyen birçok üretici bu yükü taşıyamaz.” ifadelerini kullandı. Şahin, haksız rekabete karşı olduklarını belirterek, yanlış tasarlanmış koruma önlemlerinin üretimi korumak yerine tüketiciyi cezalandıran bir sonuca dönüşmemesi gerektiğini ifade etti.
İSTİHDAM VE CİRO KAYBINA NEDEN OLUR
Paslanmaz çelik ürünlerinde mevcut gümrük vergisinin üzerine ilave vergi uygulanmasının, ihtiyaç duyulan paslanmaz çelik ürün arzının ve kalite çeşitliliğinin Türkiye’de mevcut olmaması ve kalite, maliyet, hızlı termin gibi avantajları sebebiyle bu ürünleri farklı kaynaklardan temin etmesi zorunlu olan sanayicileri olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Fatih Köksal, “Paslanmaz çelik ürünlerinde gümrük vergisi oranlarının artırılması neticesinde paslanmaz çelikten mamul yapan sanayi kuruluşlarımızın hammadde maliyetlerinin artacak olmasından dolayı istihdam ve ciro kaybının yanı sıra ihracat pazarlarında rekabet güçlerinin azalması sorunları yaşanacaktır. Bu gerçekler ışığında, sektörümüzün geleceği için paslanmaz çelik ürünlerine yönelik damping soruşturmasının önlemsiz olarak kapatılması, ülkemizin paslanmaz çelik sektörünün arzusu ve beklentisidir.” dedi.
‘CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN RANDEVU TALEP ETTİK’
Bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’la, Ticaret Bakan Yardımcıları Mustafa Tuzcu ve Volkan Ağar’la, İthalat Genel Müdürlüğü, İhracat Genel Müdürlüğü, Anti-Damping Müdürlüğü ve daire başkanları ile de görüştüklerini dile getiren Güçlü Kaplangı, “Federasyonumuzun ve derneklerimizin görüşlerini birinci ağızdan ilettik. Çok önemli bir tehdit yaşadığımızı anlattık. Son olarak tüm sektörlerimizle birlikte Cumhurbaşkanımızdan randevu da istedik. 23 Eylül 2025 tarihinde tüm derneklerimiz bir araya gelerek Cumhurbaşkanımıza bu konuyla ilgili görüşme talebimizi ilettik. Yazılı bilgi kendilerine ulaştı. Yoğun gündemi arasında en kısa sürede kendileriyle görüşebileceğimize inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.


