Geleceğimize izin vermediler / Necati Ateş’in hikayesi

SportBox, golleriyle bir döneme damga vuran Necati Ateş’i konuk ediyor. Galatasaray formasıyla iki şampiyonluk yaşayan Ateş, futbol kariyerinin ardından Fatih Terim’in teknik ekibinde de yer alarak takıma katkı sağladı. Çocukluk döneminden geldiği süreci detaylarıyla anlatan 42 yaşındaki Ateş, kırılma anını, transfer dönemlerinde yaşadıklarını, Galatasaray günlerini, unutamadığı gollerini ve futbolu neden bıraktığını Sportbox’ta anlattı.

*Bu röportaj 22 Mayıs 2022 tarihinde Sportbox Youtube kanalında yayınlanmıştır

Galatasaray’ın efsane futbolcuları arasında yer alan Necati Ateş doğma büyüme İzmirli. Futbol kamuoyunda nedense Almanya’dan geldiğine dair dolaşan bir bilgi var ama bu doğru değil. Almanya’dan gelen, Necati Ateş’in babası. Ateş ise Narlıdere’de doğuyor ve tüm çocukluğu sokaklarda futbol oynayarak geçiyor. 15 yaşında Narlıdere Esnaf Gücü’nde amatör olarak futbola başlıyor, 16 yaşında ise Altay seçmelerini kazanarak 1 yıl içinde tüm basamakları geçip profesyonel takıma yükseliyor.

Ateş, futboldan ilk parasını da Altay’da iken kazanıyor. Asgari ücret alan Ateş, bu parayı annesine götürdüğü zaman onun yüzündeki mutluluğu halen hatırlıyor. Altay’dan sonra Adana’ya giden
Necati, burada gösterdiği performansla büyük kulüplerin de dikkatini çeker. O dönemi şöyle anlatıyor:

“O dönem sadece Galatasaray değil, Beşiktaş ve Fenerbahçe de çok istedi. İkisi de Galatasaray’ın verdiği paradan daha fazlasını verdi ama Galatasaray’da paradan çok daha değerli biri vardı benim için, Fatih Terim. Ben Fatih Terim’le çalışmak için her şeyden vazgeçtim, yine vazgeçerim. Türk futbol tarihinin en büyük hocasıyla çalışmak paradan çok daha kıymetli ve değerliydi. O beni başka bir seviyeye çıkaracaktı ve nitekim de öyle oldu. Galatasaray’da şampiyonluklar, bir sürü sevinçler ve ondan sonra da devam eden teknik adamlık süreci…

FATİH TERİM’İN HEYKELİ DİKİLMELİ

Fatih Terim’in sadece bir yerde ismi var stad olarak, Başakşehir Stadı’nda. Bence Terim yaşarken her yere ismi verilmesi gereken antrenörlerden biridir. Türk futboluna yaptığı hizmetlerden dolayı ölmeden heykelinin dikilmesi gerekiyor. Ben Türk futbol tarihinde gelmiş geçmiş ve gelecekteki hiç kimsenin onun gibi başarılı olacağını düşünmüyorum. Seven sevmeyen herkes Fatih Terim’le ilgili herkes şunu söyler; daha ne yapsın, daha ne yapmalı. Bu kadar şampiyonluklar, UEFA kupası, Avrupa’da Fiorentina’da kupa, Milan’da antrenörlük, kaç tane antrenör bunu yapabilir?”

HASAN ŞAŞ KEŞKE AVRUPA’YA GİTSEYDİ

Necati Ateş konuşmasında Hasan Şaş için de ayrı bir paragraf açıyor:

“Hasan çok özel bir adamdır. Yakın arkadaşımdır, dostumdur, oda arkadaşımdır. Ayrıyeten hocalığımı yapmıştır, ayrılmadan önce de beraber hocalık yaptık Galatasaray’da. Türk futbol tarihinin en önemli oyuncularından, en önemli figürlerinden biridir. Futbolculuğunda çok daha iyi yerlerde, çok daha büyük kulüplerde oynayabilirdi. Milan’da, İnter’de, Liverpool’da olabilirdi, o yeteneğe sahip bir oyuncuydu. Keşke o zamanlar bunu deneseydi diye her zaman söylerim, keşke gitseydi. Ama Hasan öyle bir Galatasaraylıydı ki, futbol hayatını sadece Galatasaray’a adadı ve Galatasaray’da bıraktı. “

Necati’nin Galatasaray’da işlerinin iyi gitmediği bir dönem yaşanıyor. Şampiyonluklar gelmiş, kupalara kazanılmış ama bir yandan da sıkıntılar başlamış. O dönemi şöyle anlatıyor:

“Kötüydü, acıydı. Bu kadar çok şey verirken ayrılmak, ayrılmak demeyelim de biraz kopartılmak diyelim. Maalesef o dönem beni onlar kopardılar. Çok kötü 2-3 yıl geçirdim. Bunun üzerinden gelemedim. Ama ondan sonra Ankaraspor, Büyükşehir Belediyesi, Başakşehir yarım devre yarım devre, oradan Real Sociedad, oradan Antalya. Antalya’ya döndükten sonra Mehmet Özdilek hocamın benim tekrar ayağa kalkmamda çok büyük etkisi olmuştur. Antalya’ya gidişim de ilginçti. O dönem Orhan Ak çok yakın arkadaşımdı, hala çok yakın arkadaşım. Antalyaspor’da oynuyordu. İstanbul’da bir yerde kamptalardı, onu ziyarete gitmiştim. Galatasaray’da kadro dışı bırakılmıştım ve bir antrenörle antrenman yapıyordum. Orhan ‘bize gelir misin, ama bizde öyle pek para yok’ dedi. Para önemli değil, tekrardan futbol oynamak istiyorum dedim. Hemen Galatasaray’ı çözdük, çözer çözmez de Antalya ile son gün imzaladım ve muhteşem bir giriş yaptım.

FATİH TERİM’DEN GELEN TELEFON

2.5 yıl sonra ise tekrar bir telefon. İmparator beni arıyor. Eşyalarım hazır hocam dedim. Çok farklı bir duyguydu, telefon çaldığı zaman bendeki o mutluluk… 32 yaşımdayım bu arada onu da söyleyeyim. Tekrardan Galatasaray’a döndüm. 8 gol attım o sene ama şampiyonlukta etkisi olan gollerdi. Hepsi bize galibiyetleri getiren goller. Çok anlamlı bir seneydi. Ben o dönem arkadaşlarıma ‘beni 32 yaşımda transfer ettiniz, bu sizin eksikliğiniz, siz iyi olsanız daha iyi çalışsanız, performans verseniz, işinize odaklansanız, ben transfer olmayacaktım.’ dedim.

Ben mesela Sercan’a üzülüyorum, çok yetenekliydi ama maalesef çok sahiplenmedi, işine 4 kolla sarılmadı. Galatasaray’a gelmek ona yeterli oldu. Ondan sonra Sercan’ı Survivor’da oralarda buralarda görmek hep acı vericiydi, sahada görmek isterdim onu.”

Necati, hayatının en önemli kırılma noktalarından biri olarak Galatasaray’dan istemeden ayrıldıktan sonraki dönüşünü işaret ediyor. Tabi bu dönüşte de tekrar tekrar Mehmet Özdilek’in hakkını teslim ediyor.

FUTBOLU BIRAKMAK ÇOK ACI VERİCİ

Futbolu bırakma aşamasının ise kendisine acı verdiğini söylüyor. Ama insan, bırakma zamanının geldiğini bir şekilde anlıyor: “Artık olmuyor, görüyorsun, yavaş yavaş ivme kaybediyorsun. Bırakmak doğru karardı ama bu kararı almak çok zor. Bu kararı alıp da bunu açıklamak da gerçekten çok zor. Futbol seni bırakırken fazla diretmemek lazım. Çünkü artık konjonktür değişiyor, 34-35 yaşına gelmişim, yenilikçi olmak lazım, alttan gelen oyuncular var. Üst ligden alt lige düşmüşüm artık bırakma zamanım gelmiş.”

Necati, futbolcularla ilgili oluştırılan ‘alt tarafı topa vuruyorlar’ algısına karşı çok sinirli. ‘İnsan bu futbolcular insan’ diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu insanlar sevdiği işi yapıyor ama her zaman başarılı olamazlar, her vurduğun gol olmaz, kaleci her topu kurtaraamaz, bir orta saha oyuncusu her ikili mücadeleyi kazanamaz. Ama ona ne kadar çok destek verirsen, ne kadar çok arkasında durursan, oyuncunun performansını her zaman arttırırsın.

Karakter yapısı iyi bir futbolcuysa, iyi insanla birleştirirsen çok farklı yerlere gidebiliyorsun. Karakter önemlidir, seni başarıya veya başarısızlığa götürür. Bencil olmamak gerekir, çalışkan olmak gerekir, verimli olmak gerekir, bu iş böyledir. Hep itmektir, düşeni kaldırmaktır, takım olmaktır, lider olmaktır. Lider olmak için illa ki takım kaptanlığı gerekmiyor. Sahada sorumluluk almaktır, sorumluluktan kaçmamaktır. “

HERKESİN GÖZÜ FUTBOLCUNUN PARASINDA

Türkiye’de futbolcunun kazandığı parayla uğraşılması da Necati’nin sevmediği konulardan. Futbolcuların her zaman büyük fedakarlıklar yaptığını söyleyen Ateş, “Futbolda en büyük fedakarlık ailenizden uzak kalmaktır. Sürekli kamplarda olmaktır, sürekli maçlara çıkmaktır. Çocuklarınızın büyüdüğünü göremiyorsunuz, bundan daha büyük fedakarlık var mı? Ama bu işte ne kadar iyi olursanız da o çocukların geleceğini de ona göre hazırlıyorsunuz.

Parası evet yüksek ama herkes bu işi yapamıyor, herkes bu yetenekte değil. Nedense rahatsızlık var futbolcuların kazandığı parada. Maalesef ülkemizde herkesin sosyal hayatına, mali durumuna girebiliyoruz, her türlü acımasız eleştiriyi yapıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar çok spor programı yoktur. Futbolu bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Futbolu bilmeyenler biziz onların yanında. Ben diyorum ki anlamıyoruz her halde. Bu kadar başarılı olmuşuz, şampiyonluklar yaşamışız, hem hocayken hem oyuncuyken. Dünya goller atmışız ama bizim zamanımızda vuruşumuza bile eleştiri yapabilen insanlar vardı. O kadar hadsizleşebiliyorlar.” diyor.

GENÇ FUTBOLCULARA TAVSİYELER: ŞU TELEFONU BIRAKIN

Necati Ateş’in genç futbolculara tavsiyeleri de var:

“Zevk aldığınız oyunu en iyi şekilde oynamaya çalışın, öğrenin. Takım oyuncusu olun. Bireysellik size çok şey kazandırmaz. Sadece sizi ön plana çıkarır. Ama takım olmak size başarıyı getirir, kupalar, şampiyonluklar kazandırır. Parayı düşünmeyin. Para sizin arkanızdan koşturarak gelecek zaten. Sen istemeyeceksin, hayır diyecek o sırtına yapışacak senin. Kaçamazsın ondan. Ama bunun için bu oyundan zevk alman lazım. Başarıyı elde edebilmek için çok çalışman lazım. Hem sahada çalışman lazım, hem teoride, hem pratikte, hem analizde.

Bir de telefondan biraz uzak kalmaları gerekiyor. Önce oyunu düşünsünler, gitsinler her türlü maçı izlesinler, belgeselleri izlesinler… Onlardan tek dileğim, sosyal medyadan biraz uzak kalsınlar, telefonları kenara koysunlar.

Daha önce futbolcuyken çok sevdiği kulübü ile yolları ayrılan Necati Ateş, bir ayrılığı da Fatih Terim’in ekibindeyken geçen sene yaşadı. O konuda da büyük bir burukluğu ve hayal kırıklığı var. Şöyle anlatıyor:

GALATASARAY’IN GELECEĞİNİ KURTARMAK İÇİN YOLA ÇIKMIŞTIK

“Tam bir yeni döneme girdik, hoca da Galatasaray’a bir miras bırakmak istiyorum dedi. Bu genç oyuncular ondan alındı. Biz doğru bir iş yaptık ama maalesef sabredemediler ve bunu yapabilecek tek adamı, Fatih Terim’i gönderdiler. Üstelik kendileri için yaptılar bunu, daha çok ön plana çıkabilmek, daha çok televizyonlarda görünebilmek için yaptılar bunu. Yoksa biz ikinci yarılarda yüzde 78 başarı oranı ile oynuyoruz, yüzde 80’lerin de üzerine çıkardı. Biz ikinci yarılarda şaha kalkan at gibiyiz, çok hızlı ilerleriz. Evet bir başarısızlık gibi görünüyordu o dönem ama seneye belki bambaşka bir yerde bitirecektik.

Bu çıktığın yol engebeli bir yoldu. Biz bilmiyor muyduk daha fazla paralar verip daha bilinen oyuncular almayı? Ama bu geçici bir heves. Ama biz Galatasaray’ın geleceğini kurtarmak için yola çıktık. Kolay mı zannediyorsunuz bu yolda giderken böyle kararlar vermeyi. İşlerine geldiği zaman bu takım bizim, işlerine gelmediği zaman bu takım onların. Devre arası bambaşka oyuncular alıp, bambaşka seviyeye çıkacaktık, her şey hazırdı. Ama bu fırsatı maalesef tanımadılar. Bunu tanımamaların sebebi de kendi egoları. Çünkü önce bizi itibarsızlaştırdılar. Ben de şunu söylerim, Galatasaray’ın kaç tane efsanesi kaldı da itibarsızlaştırıyorsunuz. Son 4 yılda 4 tane kupa kazandık biz. Her sene nasıl başarılı olacaksın, nasıl şampiyon olacaksın? Birkaç oyuncu çıkarıp satmayacak mısın? Genç oyuncular almayacak mısın? Galatasaray’ın geleceğini kurtarmayacak mısın? Fatih Terim gibi bir hocaya sahipsen, sonuna kadar arkasında kalmalısın. Başarısızlıkta da başarında da. Bu kadar çok şampiyonluklar ve kupalar kazandırmış sana. Altında o zaman başka bir şey ararsın. Çok üzüldük, çok kırıldık, çok incindik. Çok iyi projelerimiz vardı, çok daha iyi oyuncular alacaktık.

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR