Vize krizine ‘yatırım yolu ile vatandaşlık’ çözümü

Son dönemde Şengen ve ABD vizelerinde yaşanan sıkıntılar iş dünyası için giderek büyüyen bir problem haline gelmeye başladı. Vize süreçlerinin daha önce hiç olmadığı kadar uzadığına dikkat çeken sanayiciler, yaşanan bu zorluk nedeniyle ihracatçıların rotayı Avrupa ve ABD’deki fuar ve organizasyonlar yerine Uzakdoğu ve Dubai’ye çevirmeye başladığını söyledi. Henley & Partners’ın her çeyrekte hazırladığı pasaport endeksine göre, 110 ülkeye vizesiz girilebilen Türk pasaportu 54’üncü sırada yer aldı. Yatırım yoluyla vatandaşlık programlarında Türkiye ile birlikte toplam 9 program olduğunu söyleyen Henley & Partners, Türkiye Direktörü Burak Demirel, programların 5 tanesinin Karayipler’de, 3 tanesinin ise Avrupa Bölgesi’nde olduğunu belirtti. Demirel, özellikle ticari vizelerde yaşanan krizde sorunun hızlı çözümü için Karayip programlarında süreçlerin 6-8 ay sürdüğünü, gidip gelmenin zorunlu olmadığını; direkt vize serbestliği gibi düşünülebileceğini vurguladı.

AB Bölgesi’ne yapılan ziyaretler için gerekli olan Şengen vizesi ve ABD vizesi alımında son dönemde ciddi zorluklar yaşanmaya başladı. Vize süreçleri nedensiz yere uzarken, bazı firmalar katılımcı oldukları fuarlara dahi gidememeye başladılar. Bu durumun ihracatının yarısından fazlasını AB ülkelerine yapan Türk ihracatçıları için önemli bir problem oluşturduğuna dikkat çeken sanayiciler, bir an evvel sorunun çözümlenmesini bekliyor.

‘KARAYİPLER PROGRAMI DİREKT VİZE SERBESTLİĞİ GİBİ’

Öte yandan, özellikle ticari vize başvurularında yaşanan bu sıkıntılar yatırım yoluyla vatandaşlık programlarının önemini bir kez daha ortaya çıkardı. İsviçre menşeli Henley & Partners’ın Henley Pasaport Endeksine göre, 110 ülkeye vizesiz girilebilen Türk pasaportu 54’üncü sırada yer aldı.

Türkiye pasaportu ile hala İngiltere’ye ve Şengen Bölgesi’ne vize isteniyor. Fransa ve İspanya geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye yönelik yeni bir vize kısıtlaması kararı almıştı. Vizede yaşanan bu kriz iş dünyasını teyakkuza geçirdi. Dünyada 35’ten fazla ofisiyle, varlıklı ailelere yatırım yoluyla vatandaşlık ve oturum programları danışmanlığı hizmeti veren Henley & Partners, Türkiye Direktörü Burak Demirel, “Yatırım yoluyla vatandaşlık programlarında 8 program var. Beş tanesi Karayipler’de, üç tanesi Avrupa Bölgesi’nde. Türkiye’yi de katarsak 9 tane var. Bu programlar, Antigua ve Barbuda, St. Kitts and Nevis, Grenada, Dominica ve St.Lucia ülkelerinde mevcut. Karayipler’de süreçler 6-8 ay ve 100 bin dolar hibe yapmak gerekiyor. Direkt vize serbestliği gibi düşünebiliriz. Mesela Çin vizesi çok zor. Karayipler’de vatandaş olabilirsen Çin’e vizesiz giriş yapılabiliyor. Bu ülkelerin bunu yapma amacı ekonomilerini kalkındırmak ve doğrudan yabancı yatırım çekmek için yapıyorlar. Bu paralar da ekonomik gelişime katkıda bulunan devlet fonlarına gidiyor. Avusturya ise en üst segment. 8 milyon Euro ticari yatırım ya da 3 milyon Euro hibe yapmak gerekiyor. 2-3 yıla yakın süren bir süreci var. Montenegro çok popüler Türkiye’de. Türkler, oranın coğrafi alt yapısını çok seviyorlar. 250 bin Euro ya da 450 bin Euro gayrimenkul alınması gerekiyor. 8-10 ay arasında bir süreç var. Güvenlik araştırmasını da devlet kendisi yapmıyor, yabancı firmalar kullanıyorlar. Bu da güvenlik açısından önemli bir unsur.”

EN ÇOK TERCİH EDİLEN PROGRAMLAR MALTA VE AVUSTURYA

Türkiye’de varlık seviyesi en yüksek olan ailelerin, Malta ve Avusturya programlarını tercih ettiğini belirten Demirel, “6-7 tane vatandaşlığı elinde bulunduran insanlar ile tanıştım. Vize her zaman ülkelerin güncel politik durumlarından etkileniyor. O yüzden ihracatçıların hepsinin alternatif vatandaşlık oturum planlaması yapması büyük avantaj sağlıyor. Vize, size uçağa binme hakkı veren bir hak. Kapıdan giriş hakkı vermiyor. Oturumunuz var ise daha güçlü bir hakkınız var. Ama en güçlü hak, vatandaşlık hakkı. Vatandaşlık pasaportunuz var ise bu pasaport ile çok kolay seyahat edilebiliyor.” dedi.

AB TÜRKİYE’NİN EN ÇOK İHRACAT YAPTIĞI BÖLGE

Sanayiciler, konsoloslukların vize konusunda iletişime kapalı olduğunu ve son derece ketum davrandıklarını belirtti. Avrupa’daki fuarların diğer bölgelerdeki alternatiflerine olan ilginin giderek arttığını ifade eden sanayiciler, özellikle Singapur, Hong Kong, Dubai ve Rusya gibi ülkelerdeki fuarlarda ciddi bir hareketlenme olduğunu söylüyor.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı bölge olduğuna işaret eden İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, Almanya ve Fransa’nın vize ile ilgili uyguladıkları politikalardan dolayı diğer bölgelerdeki bazı fuarları kendi elleriyle parlatmaya başladıklarını kaydetti. Dünyanın her yerinden insanların AB ülkelerine ticaret yapmak için gelmesine karşın çok ağır vize koşulları uygulandığını anlatan Taycı, “Ülkeye girişte kapıdaki polis bile ‘sen buraya neden geldin’ gibi bir tavır içerisinde. İnsanlar bunu görüyor. Diğer tarafta, Dubai’ye gittiğinde, kapıda vizeni alabiliyorsun, çok daha hoş karşılanıyorsun ve AB’deki fiyatların yarısına konaklayabiliyorsun. Eskiden Almanya ve Fransa’daki fuarlara çok büyük ilgi varken, şimdi bakıyoruz Dubai’deki Gulfood Fuarı’na ilgi çok arttı. Bunun en önemli sebeplerinden birisi uygulanan vize politikası.” dedi.

Taycı, şöyle devam etti: “Ülkende uluslararası bir fuar düzenliyorsan, bu fuara katılmak ya da gezmek amaçlı başvuran varsa, belgeleri de uygunsa, bu insanlara hayatı zorlaştırmasınlar. Ya bu fuarı düzenleme, ya da şartları biraz daha kolaylaştır. Her boşluk bir şekilde dolar. Vize konusundaki bu sert tutum nedeniyle hep alternatifleri olmaya başladı. Singapur, Dubai, Hong Kong gıda fuarları çok ciddi hareketlendi.”

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR