‘Yavru vatan’ artık ‘kardeş vatan’ oldu, yeni yatırımlara hazırlanıyor

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi, yeni dönemde ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdi. Ziyarette özellikle yeni yatırımlara ilişkin çok önemli temaslar gerçekleşirken, enerji, lojistik ve turizm öne çıktı. KKTC’de özellikle güneş enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğuna işaret eden İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bu alanın güçlenmesi ile akıllara gelmeyen birçok farklı üretim alanının canlanacağını belirtti. KKTC’nin tüm zorluklara ve ambargolara rağmen kendini geliştirmeyi başardığını ifade eden Bahçıvan, “KKTC’ye artık ‘yavru vatan’ demiyoruz, bu vatan artık olgunlaştı, ‘kardeş vatan’ oldu. Adanın ikinci 50 yılı, geçmiş 50 yıldan çok daha farklı olacak. Geçmişe bakarak değil geleceğe bakarak oyun planlarını geliştirmek lazım.” dedi.

Storybox.com / KKTC

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyeleri, İSO Meclisi Başkanlık Divanı Üyeleri ve İSO Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte geçen hafta resmi temaslarda bulunmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ine (KKTC) bir ziyaret düzenledi. İSO Meclis Üyeleri, Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) iş birliğinde düzenlenen ziyarette, KTTO ile yeni yatırımlar ve iş birlikleri konusunda görüşmeler yaparak, ortak bir meclis toplantısı da düzenledi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan gerçekleştirilen ziyarette, KKTC iş dünyasına her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirterek, Türk iş dünyasının da ada için ekonomik garantörlük sunması gerekliliğine dikkat çekti. “KKTC’ye artık yavru vatan demiyoruz, bu vatan artık olgunlaştı ve kardeş bir vatan oldu.” diyen Bahçıvan İSO Meclisi’nin yeni dönem yapmış olduğu ilk seyahatin KKTC’ye olduğunu hatırlatarak, “KKTC kendini geliştirmeyi başararak, tüm zorluklara, ambargolara rağmen Türkiye’nin de aklıyla ve makul destekleriyle birtakım dönüşümleri gerçekleştirmeye başlamış vaziyette. KKTC, hedeflerin birlikte geliştirileceği stratejik bir ülke. Herhangi bir ülkeyle ihracat yapmaktan daha farklı bakış açısıyla bakmamız lazım.” dedi.

ÖNE ÇIKAN 3 SEKTÖR

Adanın ikinci 50 yılının, geçmiş 50 yıldan çok daha farklı olacağını belirten Erdal Bahçıvan, “Enerji ve turizm başta olmak üzere yaratılacak yeni değerin ve ekonomik zenginliğin sadece KKTC’ye değil güneydeki dostlara da fazlasıyla yarayacağını düşünüyorum. İnanıyorum ki sonunda akıl galip gelecek.” diye konuştu.

KKTC’de özellikle güneş enerjisi konusunda önemli potansiyeller olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Bu alanın çok daha güçlenecek olması, akıllara gelmeyen birçok farklı üretim alanının canlanmasına vesile olacak. Adada doğalgazla ilgili gelişmelerin de gündeme gelmesi bekleniyor. Buranın enerji yolu kadar önemli bir lojistik yolu olduğunu da söylemeliyiz. Buradan farklı coğrafyalara da gidebilme konusunda imkanlar var. Özellikle Rusya sermayesinin burada özellikle Kuzey Afrika gibi yakın pazarlar için fırsatlar doğurabileceğini düşünüyorum. Kardeş Azerbaycan’ın politik anlamda KKTC’yi tanımaya doğru gitmesi de 50 yıl sonra gelen en önemli adımlardan biri. Bu adım atılırsa, başka gelişmelerin de arkasından gelebileceğine inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

EMANETÇİ VE TABELA ŞİRKETLER UYARISI

KTTO Başkanı Turgay Deniz ise ziyarete ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bu ziyaretle, bu ülkede ekonomik olarak gelişmemizi tam anlamıyla sağlayabileceğimiz konusunda ümitlerimiz arttı. İSO, Türkiye’nin sanayideki bel kemiği. Bu ilişkilerimizin yatırımlara dönüşmesini amaçlıyoruz. Kıbrıs Türk toplumu hala Güney Kıbrıs ve AB’nin izolasyonları altında hayatını sürdürüyor. Bu zorluklar bizi girişimci yaptı. Bu adada var olmak istiyorsak ekonomik olarak güçlenmek ve hayat seviyesini yukarıya çekmek zorundayız.” dedi.

KKTC’de ‘tabela şirketler’ konusunda bir problem olduğuna da işaret eden Deniz, “Normalde burada toprak satın almak için bir KKTC vatandaşı ile ortak şirket kurma zorunluluğu var. Bir KKTC vatandaşını yüzde 51 ortak yaparak şirketler kuruluyor ve binlerce dönüm toprak alıyorlar. Bu satışları tasvip etmiyoruz. 5 -10 milyon poundluk araziyi bir vatandaş nasıl alır? Bunun sorgulanması lazım. Şu anda KTC’de 36 bin şirket kayıtlı ama sadece 8 bini aktif. Emanetçi şirketlere dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyorum. Ayrıca TC vatandaşları halen burada yabancı olarak geçiyor ve bu kabul edilebilir bir durum değil. İki ülke iş insanlarının yüzde 50-50 ortaklıklar yapması, bizim kardeşliğimizi daha da pekiştirecek” dedi.

TAHRİBAT TAHMİNLERİN ÜSTÜNDE, TADİLAT BEDEL İSTİYOR

Temaslar sonrasında İSO Başkanı Bahçıvan, İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz ve KTTO Başkanı Turgay Deniz gazetecilerin sorularını yanıtladı. Düzenlenen toplantıda Türkiye’de maliyet artışlarıyla açıklanamayacak fiyatlama davranışına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Erdal Bahçıvan, “Ahlaki olmayan fiyatlamalar olduğuna katılmıyorum. Sektörler için rekabetin o kadar zorlayıcı olduğu bir dönemdeyiz ki fiyat tutturmak ve pazar bulmak için her gün yeni yatırımlar yaparak gayret sarf ediyoruz. Onun için böylesi bir dönemi ayakta sağlam kalarak geçirmenin peşindeyiz. Daha korunaklı fiyat yapıyoruz ama bu kar hırsı değil. Enflasyon beklentisi olumlu yönde değiştikçe bu da kademeli olarak ortadan kalkacak.” diye konuştu.

İş dünyasının elindeki en önemli sermayenin finansal istikrar olduğunu vurgulayan Erdal Bahçıvan, “Ne yazık ki son 2 yıldır Türkiye kıymetli finansal istikrar hazinesini kaybetti. Şu an toplumun her kesimini etkileyen yüksek enflasyon belası karşımıza çıktı. Şimdi bu ağır hastalığı çözebilmek için bir tedavi uygulanıyor. Ekonomi bilimiyle son derece uyum sağlayan rasyonel bir döneme girdik. Tahribat tahminlerin de üstünde. Tadilatı da bu anlamda bedel istiyor.” dedi. Şu an uygulanan politikaları desteklediklerini söyleyerek, ekonomi yönetimiyle çok güçlü bir diyalog kurulduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Geçtiğimiz hafta Eximbank’ın kredi faizlerinin iyileştirilmesi konusunda TCMB Başkanımızla yaptığımız görüşmeler bunun önemli bir örneğidir. İki taraf da birbirine çok şeffaf. Sabır gösterirsek, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve TCMB ile birlikte uygulanacak politika, sancılı sürecin ardından Türkiye’nin kaybettiği finansal istikrarın kazanılması ve kredi notumuzun düzelmesi için katkı sağlayacaktır. Bu anlamda kaptan pilotlara güven vadesi vermemiz gerekiyor. Böyle dönemde finansmana erişim zorlayıcı olacaktır. Sanayici olarak sürecin zor olduğunun bilincindeyiz.” değerlendirmesini yaptı.

TCMB’nin Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’ne ilişkin de birkaç haftaya kadar yeni gelişmeler yaşanabileceğini ifade eden Bahçıvan, “Eximbank’ın yüksek teminatları konusunda da bir çalışma yapılıyor. Peyderpey ihracatçı sanayicilerimizin katma değerli yatırımlarının desteklenmesine dönük çalışmaların kaliteli hale gelmesi için arayışlar devam ediyor. Ne yapıp edip, sermaye girişi konusunda güven verici bir iklim oturtmamız gerekiyor.” diye konuştu.

OVP, KALKINMA PLANI’NDAN ÇOK DAHA YOL GÖSTERİCİ

Tek haneli enflasyon için ise 2025 ve 2026’ya odaklanmak gerektiğine dikkat çeken Bahçıvan, “Orta Vadeli Program (OVP) sanayi için Kalkınma Planı’ndan daha çok yol gösterici. Bu yüzden önce OVP’ye sıkı sıkıya tutunmamız gerekiyor, OVP’yi gerçekçi buluyorum. Ümit ederiz ki enflasyon düşme eğilimini en sağlıklı şekilde gösterir ve faizler de paralel şekilde düşmeye başlar ancak bir zaman belirlemek çok doğru değil. Bu süreç zaman alacak. Türkiye’nin bu dönemde mutlaka orta vadeli insan kaynağı planlaması yapması da gerekiyor; hangi sektörlerde neye ihtiyacımız var, eğitim politikamızla da bu alana odaklanmamız lazım.” dedi.

GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI MASKELİ BALOYA DÖNÜŞTÜ

Gümrük Birliği Anlaşması’na ilişkin ise “Bu artık bir maskeli baloya dönmüş vaziyette. İki taraf için de konu çıkmaz sokak.” yorumunu yapan Bahçıvan, yeşil ekonomi açısından ise Türkiye’nin önemli fırsatlara sahip olduğunu belirterek, “Onların bize olan ihtiyacı, bizim onlara ihtiyacımızdan hiç de az değil. Müzakereleri çok daha güçlü yapmak zorundayız. Farkındalığımızın yüksek olması gerekiyor. Bu haliyle bu işin sürmesi iş dünyası için de hiç kolay değil. Bugün bir sanayicimiz vize randevusu almak için 2 ay bekleyecek ve bunun adı Avrupa Birliği’nin Gümrük Birliği üyeliği olacak. Öyle bir iki yüzlülük olmaz. Biz bunu İSO’da yaşıyoruz. Bugün iki ay sadece randevu vermek için kapılarda bekleten ve ne zaman vizesini vereceği belli olmayan bir ortaklıktan bahsediyoruz.” yorumunu yaptı.

İSRAİL’E İHRACATIMIZDA DÜŞÜŞ YAŞANACAK

“Bölgeye tam anlamıyla bir huzur gelmeden ekonominin geleceğiyle ilgili bir fikir ortaya konmasını çok doğru bulmuyorum. Huzurun olmadığı yerde bereket olmaz.” diyen Bahçıvan, en kısa zamanda aklıselimin galip gelmesini beklediklerini belirterek şunları söyledi: “Kabul etmek lazım ki gelinen noktada yaşananlar İsrail’in kendi ekonomisi için de ciddi anlamda kısa vadede tahribat yaratacak. Bu durumun İsrail’e ihracatımızda düşüş getireceğini düşünüyorum. Ekonomiden öte bir insanın kanının akması her şeyin önünde yer alıyor. Pazarları telafi ederiz ama telafi edilemeyen kaybedilen insanlar. Türkiye şimdiye kadar bu konuda son derece sağduyulu ve dünyaya örnek olacak bir davranış biçimi ortaya koyuyor. Türk iş dünyası olarak da hassasiyetimizi koruyoruz. Bizim görüştüğümüz İsrail’deki iş dünyasının da bu durumdan rahatsız olduğunun altını çizmek istiyoruz.”

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR