“Teknoloji Kolaylık Sağladı Ama Dengeyi Bozdu”

 

Türkiye’de internet kullanım süresi günlük 7 saati, sosyal medya kullanımı ise 3 saati aştı. Uzmanlar, ekran başında geçirilen sürenin dünya ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekerek, aileleri dijital bağımlılık konusunda uyardı. Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği (USİKAD) Danışma Kurulu Üyesi, akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, dijital bağımlılığın yalnızca bir teknoloji sorunu değil, davranışsal bir sağlık problemi haline geldiğini söyledi.

Teknolojinin insanlık tarihinde çığır açan bir devrim yarattığını belirten Ecehan Ersöz, şunları söyledi:
“Teknoloji bilgiye erişimi demokratikleştirdi, sınırları kaldırdı, üretimi hızlandırdı. Ama her ışığın bir gölgesi vardır. Artık sabahları ekranla uyanıyor, geceleri bildirim kontrol ederek uyuyoruz. ‘Kaçırma korkusu’ yerini ‘kendi hayatını unutma’ hâline bırakıyor. Bugün geldiğimiz noktada teknoloji; bilgiye ulaşmak kadar, onun içinde kaybolmakla da ilgili. Sosyal medya, oyunlar ve çevrim içi platformlar bireylerin zamanını ve duygusal dengesini ele geçiriyor.”

Yeni Nesil Bağımlılık

Bağımlılıkların artık yalnızca maddelerle değil, veri ve dijital alışkanlıklarla ölçüldüğüne dikkat çeken Ersöz, şunları kaydetti:
“Sosyal medya, oyunlar, sürekli bildirimler… Beynin ödül sistemine doğrudan etki eden bir döngüden söz ediyoruz. Her bildirim bir ödül, her beğeni bir onay, her yeni içerik bir kaçış kapısı. Beyin bu dijital döngüye öyle alışıyor ki, gerçek dünyadaki başarıların yerini sanal zaferler alıyor.”

Özellikle genç bireylerin bu sistemin etkisine daha açık olduğunu belirten Ersöz, 2025 yılında yapılan araştırmalara göre sosyal medya kullanımının gençlerin uyku düzenini bozduğunu, dikkat sürelerini kısalttığını ve psikolojik iyilik hâlini azalttığını ifade etti.

Özellikle çocuklar ve gençlerin bu döngüden en çok etkilenen gruplar arasında olduğunu vurgulayan Ersöz, oyun bağımlılığı konusunda aileleri uyardı:
“Bir zamanlar çocuklar bisiklet tekerleğinin dönüşüyle mutlu olurdu. Bugün bu mutluluk, bir ekranda seviye atlamakla ölçülüyor. Oyun mekanikleri tıpkı bir ödül sistemi gibi kurgulanıyor. Dopamin salgılanıyor, ‘bir görev daha’ diyerek zaman algısı kayboluyor.”

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu durumu ciddiye alıyor. Oyun oynama bozukluğu artık resmî olarak tanımlanan bir sağlık sorunu.

Yeni Bir Tehlike Daha: Yapay Zekâ Bağımlılığı

Dijital bağımlılık yalnızca sosyal medya ve oyunlarla sınırlı değil. Yapay zekâ da artık bu zincirin bir halkası haline gelmiş durumda. Dijital bağımlılığın yükselen türlerinden birinin yapay zekâ ile aşırı etkileşim olduğunu belirten Ersöz, şöyle konuştu:

“Sabah uyanır uyanmaz ChatGPT’ye gün planı soranlar, Midjourney olmadan tasarım yapamayanlar, duygusal konuşmalarını yapay zekâ asistanlarına yapanlar var. Bu etkileşim, beyinde ödül sistemini uyarıyor ve bağımlılığa zemin hazırlıyor. Yapay zekânın bir üretim aracı olmaktan çıkıp bir karar ortağı ya da duygusal eşlikçiye dönüşmesi, zihinsel tembelleşme ve eleştirel düşünme becerisinde gerilemeyle sonuçlanabiliyor.”

“Teknoloji kötü değil; ölçüsüzlük kötü.”

Çözümün ekranları tamamen kapatmak değil, bilinci açmak ve dengeyi kurmak olduğunu vurgulayan Ersöz, “Ailelerde dijital dengeyi kurmak için çocukla çatışmadan konuşmak gerekiyor. ‘Yine mi telefondasın?’ yerine ‘Bugün ne izledin, hangi oyunu oynadın?’ sorusu gerçek farkı yaratır,” dedi.

Ersöz, ebeveynin teknolojiyle kurduğu ilişkinin çocuğun davranışlarını doğrudan etkilediğine de dikkat çekti.

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR