Dünyanın en büyük ilk 3 ihracatçı ülkesi arasına girmek için çalışmalarını sürdüren Türk tekstil sektörü, Sürdürülebilirliğin Finansmanı Konferansı düzenledi. Geniş bir katılıma sahne olan organizasyonda değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “Yeşil dönüşüm en öncelikli gündem maddelerimizden biri. Şu anda dünyanın en büyük beşinci tedarikçisi konumundayız. Yapacağımız çalışmalarla rakiplerimizi geride bırakıp, uzun vadede dünyanın en büyük ilk 3 tekstil ihracatçı ülkesinden biri olmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi uluslararası normlara uyum sağlayabilmek ve rakiplerimizden 1 adım öteye gidebilmek için bir araç değil, aynı zamanda en büyük sosyal sorumluluğumuz.” diye konuştu.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) üyelerinin katılımıyla ‘Sürdürülebilirliğin Finansmanı’ konulu bir organizasyon düzenledi. İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, ‘Döngüsel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik Ekseninde Finansal Dönüşüm’ başlıklı bir konuşma yaptı. Moderatörlüğünü Orbit İcra Kurulu Üyesi Bikem Kanık’ın yaptığı ‘Sürdürülebilir Yatırım Kavramları – ESG Ekseninde Finansman’ oturumunda da Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Kızılkaya Yıldız, Green Economy Financing Facility (GEFF Türkiye) Pazarlama Başdanışmanı Arif Ergin, TEB Kurumsal Firmalar Satış Grup Direktörü Berna Özay Düzcü, Sistem Global Uluslararası Projeler ve Kalkınma Danışmanlığı Yöneticisi Mert Avcı ve Eximbank Sürdürülebilirlik Müdürü Caner Gençeli konuşmacı olarak yer aldı.
‘EN BÜYÜK SOSYAL SORUMLULUĞUMUZ’
Yeşil dönüşüm konusunun en öncelikli gündem maddelerinden biri olduğunu ifade eden İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “Sürdürülebilirlik alanında pek çok çalışma yürütüyoruz. Eğitimler, seminerler, UR-GE, İSTKA ve AB projeleri, sürdürülebilirlik yol haritası gibi sektörümüzde sürdürülebilirliğin tabana yayılması için tüm materyallerimizi kullanıyoruz. Sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi uluslararası normlara uyum sağlayabilmek ve rakiplerimizden 1 adım öteye gidebilmek için bir araç değil, aynı zamanda en büyük sosyal sorumluluğumuz. Daha yaşanabilir bir dünya için hepimizin ortak amacı. Biz de sürdürülebilirliğin günümüzde bir tercih değil zorunluluk olduğu bilinciyle, sürdürülebilirlik özelinde eylem planını ilk açıklayan sektör olduk. Eylem planımız, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nden ‘Örnek Eylem Planı Ödülü’ almaya hak kazandı.” dedi.
‘ÇALIŞMALARA VE PROJELERE DEVAM EDECEĞİZ’
Gerçekleştirdikleri farkındalığı artırmaya yönelik faaliyetlerin yanında, mart ayında İTHİB olarak Denim Deal’a üye olduklarını ifade eden Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Denim Deal ile yeniden kullanılabilir kumaşlar ve giysilerin dönüştürülmesi için küresel markalarla daha yakın iş birliği içerisinde çalışacağız. Önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin en büyük tekstil fuarı konumundaki 13-15 Eylül tarihlerinde düzenlenecek olan TEXHIBITION fuarımızda, 30 Mayıs – 2 Haziran tarihlerinde Finlandiya Dünya Döngüsel Ekonomi Forumu katılımıyla, 5-6 Haziran 2023 tarihlerinde Hollanda Circular Textile Days katılımıyla, Kasım 2023’te Sustainabilty Talks konferansımızla, Ur-Ge projesi faaliyetlerimizle, Sürdürülebilirlik Platformu çalışmalarımıza ve projelerimize aynı hızla devam edeceğiz.”
DÜNYANIN EN BÜYÜK BEŞİNCİ TEDARİKÇİSİ
Tekstil ve hazır giyim sektörü ile ilgili de bazı verileri paylaşan Ahmet Öksüz, “Bildiğiniz üzere hazırgiyim sektörü ile birlikte, 31,2 milyar dolar ihracat ile en büyük ihracatçı sektörlerden biriyiz. 78 milyar dolarlık üretim değeri ile imalat sanayiinin en büyük sektörlerinden biriyiz. 78 milyar dolarlık üretimin 49 milyar dolarını ise tekstil sektörümüz gerçekleştiriyor. İmalat sanayii üretiminin yüzde 14,4’ünü gerçekleştiriyoruz. Türkiye ihracatının yüzde 14’ünü oluşturuyoruz. Dünyanın en büyük beşinci tedarikçisi konumundayız. Küresel tekstil ihracatındaki payımızı yüzde 2’lerden yüzde 3,4’e çıkardık. Bu çerçevede küresel ligdeki konumumuzu koruyarak, rakiplerimizi geride bırakıp, uzun vadede dünyanın en büyük ilk 3 tekstil ihracatçı ülkesinden biri olmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
YEŞİL DÖNÜŞÜME BÜYÜK BİR İVME KAZANDIRABİLİR
Tekstil sektörünün sürdürülebilirlik odağında ve yenilikçi teknoloji kullanımında önde olduğunu ifade eden Ebru Dildar Edin, “Tekstil sektörü döngüsel ekonomi ve atık yönetim sistemlerinin uygulanması konusunda da ciddi potansiyele sahip. Sektör, tüketim alışkanlıklarını değiştiren yeni iş modelleri yaratılmasıyla da yeşil dönüşüme büyük bir ivme kazandırabilecek konumda.” dedi.
Sürdürülebilirlik anlamında hazır olmayan firmaların finansal anlamda zorlanabileceğini ifade eden Seçil Yıldız ise “Bu anlamda tekstil sektöründeki bu dönüşümü çok kıymetli buluyoruz. Aslında her sektörün bizim de imzacısı olduğumuz Paris İklim Anlaşması kapsamında ve Avrupa Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında bütün hazırlıklarını yapması lazım. Burada hazırlıklı olmamız, bütün bu süreci hızlı tamamlamamız ve rekabet avantajımızı korumamız çok önemli. Tekstil sektörü bu anlamda gerçekten çok başarılı.” diye konuştu.
PANELDE SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIM VE ESG EKSENİNDE FİNANSMAN GÜNDEME ALINDI
2022’nin kilit sözcüğü olarak “permacrisis”i tanımlayan moderatör Bikem Kanık, artık çoklu kriz değil bütün dünyanın “hep-kriz” yani “sürekli kriz” döneminde olduğunu belirterek bu dönemlerde şirketler için dayanıklılık ve risk yönetiminde ESG yaklaşımının en önemli avantaj olduğunu vurguladı. Risklerden fırsatların doğduğu böyle zamanlarda McKinsey’nin 2023 Moda Raporuna göre sektördeki en büyük fırsatın sürdürülebilirlik olarak belirlendiğine dikkat çekti.
İHTİYAÇ ANALİZİ VURGUSU
Uluslararası finans kuruluşlarının birbirinden farklı sürdürülebilirlik yaklaşımlarının olabildiğini belirten Caner Gençeli, “Bu kapsamda, firmaların sürdürülebilirlik odaklı yönetilmesini önemsiyoruz. Firmalarımız sürdürülebilirlik kapsamında yatırım yapmak istiyorlar veya bu alandaki temalı kredileri kullanmak istiyorlar ancak firmaların sürdürülebilirlikle ilgili politika hazırlamamış veya gerekli organizasyonu kurmamış olduğunu görebiliyoruz.” dedi. Konuşmasının devamında firmaların sürdürülebilirlik ile ilgili verilerine sahip olmasının önemine de değinen Caner Gençeli, “Firmaların kendi verilerini izlemesi, sürdürülebilirlik temalı finansal kaynaklara erişimlerini kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.”
Çalışma alanları kapsamında çatı kuruluşların ve firmaların ulusal ve uluslararası finansmana erişimlerine yardımcı olduklarını belirten Mert Avcı ise “Uluslararası bir proje döngü sistemi var. Bu sisteme göre hareket edilmesi gerekiyor sadece. Bu sisteme göre yaklaştığımızda aslında temel konumuz sadece şu oluyor; analizlerin doğru yapılması, sorunlarla çözümlerin doğru eşleştirilmesi ve mevcut durumun doğru tespit edilmesi. Bizim sektörlerimizde temel sorunlardan biri de ihtiyaç analizlerimizin zayıf olması bu sebeple risk ve fırsatları doğru göremiyoruz. Projeleri hayata geçirmek için fırsatlar risklerden büyükse her zaman denemeye değerdir.” dedi.
YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ DESTEKLEMEYE GAYRET GÖSTERİYORUZ
Finansal bir kurum olarak en önemli amaçlarından birinin ekonominin gelişimine katkıda bulunarak işlerini etik bir biçimde yapmak ve sorumluluklarını yerine getirmek olduğunu söyleyen TEB Kurumsal Firmalar Satış Grup Direktörü Berna Özay Düzcü, “Fakat biz bunu sadece kendi yaptığımız bankacılık faaliyetleriyle sınırlı görmüyoruz. Aynı zamanda finansman sağladığımız şirketlerin faaliyetlerinden de bir anlamda sorumlu olduğumuzu düşünüyoruz. Gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak için kurum olarak çevresel sorumluluklarımızı yerine getirirken, iş ilişkisi içerisinde olduğumuz, etki alanımızda bulunan paydaşlarımızın da bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi için özellikle çaba sarf ediyoruz. Sürdürülebilir finans alanında yeşil projeleri yakından takip ediyor, müşterilerimizi Yeşil dönüşümde de desteklemeye gayret gösteriyoruz. Bunlarla birlikte, başta çalışanlarımız ve müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımıza yönelik sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti sunuyor, farkındalık çalışmaları düzenliyoruz.” dedi.
Şirketlerin mevcut durumda nasıl ilerlemeleri gerektiği hakkında çok net olmadığını kaydeden Arif Ergin, “Şirketler yeşil projelere yönelik finansal imkanlara erişim konusundan yeteri kadar haberdar değil. Sürdürülebilir enerji ve kaynak verimliliği alanında proje geliştirme farkındalıkları her geçen yıl artsa da halen istenilen düzeyde değil. Aslında bunların tamamı pazardaki engeller. Yani bir başka deyişle Türkiye’nin yeşil dönüşümünün önündeki engeller. İşte GEFF Türkiye, yani “Yeşil Ekonomi Finansman Programı,” EBRD tarafından pazardaki bu engelleri aşan finansal çözümler geliştirmek ve Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamak amacıyla başlatılmış bir program.” diye konuştu.