61 milyar TL’lik fatura kesti | İki satırlık e-posta hayatını değiştirdi

StoryBox’ta bu hafta ‘KOBİ’lerin batmaması’ için yola çıkan ve onlar için tek ekranlı bir muhasebe platformu kuran KolayBi’nin hikayesini anlatacağız. Kurumsal hayatta çalışırken kendi girişimlerini yapmaya karar veren iki bilgisayar mühendisi ortaktan biri olan Rauf Gökhan Boyana, 2017’de sıfır müşteri ile başladıkları işin 40 bini aşkın müşteri ve 61 milyar TL’lik e-ticaret hacmine ulaşmasının hikayesini Storybox için anlattı.

1986 yılında Mersin’de doğan ve eğitim hayatına Adana’da devam eden Rauf Gökhan Boyana, üniversiteyi ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde tamamlıyor. Yüksek lisansını İtalya’da yapan Boyana, bir süre hem Fransa’da hem de İtalya’da çalışıyor. Kurumsal hayatta çalışsa da fuarcılık yapan aile kültürü nedeniyle aklı hep girişimcilikte ve kendi işini yapmakta.

Boyana İtalya’da okurken aynı zamanda bir firmada çalışmaktadır. Burada firma sahibinin bulut tabanlı bir teknolojiden müşterilerine cari hesap ekstreleri yolladığını fark eder. Türkiye’de ise bu hiç yaygın bir uygulama değildir. Masaüstü programlar kullanılmakta ve müşteriden tahsilat için yanına kadar gitmek gerekmektedir. Boyana’nın kafasındaki ampul o anda yanar:

YÜKSEK LİSANS TEZLERİ DE BU KONUDA

“O sırada şimdiki ortağım ve üniversiteden arkadaşım Cem Ekinci’ye böyle bir uygulama bilip bilmediğini sordum. Onun da ailesi bir inşaat firması sahibi idi ve olmadığını söyledi. Biz buradan yola çıkıp Kolaybi’yi başlatmak istedik. Bununla da ilgili yüksek lisans tezlerimizi hatırladık, Kobi’lerin dijitalleşmesi üzerine. Dikkat çeken şöyle bir data vardı; 5 sene içinde gelişmekte olan ülkelerdeki küçük ve orta ölçekli firmaların yüzde 70’i faaliyetlerini durduruyorlar. Bunların temel nedenine baktığımızda, iki tane sebep başı çekiyordu. Birincisi finansal olarak sürdürülebilirliklerini bilmiyorlar, ikincisi de karlılıklarını net olarak analiz edemiyorlar. Biz onlara aslında hem finansal olarak nakit akışlarını görebilecekleri, hem de karlılıklarını net olarak analiz edebilecekleri bir platform yapmak üzere yola çıktık. Kolaybi’nin doğuş hikayesi bu soruya cevap olmak üzere başlıyor. “

KolayBi, bulut tabanlı bir finans platformu. Kobilerin 10 dakika içinde e-faturaya geçmesini sağlıyor, bütün finansal ve muhasebesel süreçleri kolaylaştırıp tek bir platforma indirgiyor. Aynı zamanda firmaların gelir giderlerini anlık olarak takip edebilecekleri bir platform. Boyana, bu platformu Türkiye’deki 22 farklı bankayla da entegre ederek hem finans hem de bankacılığın tek bir platforma indirgenmesini sağlamış olduklarını söylüyor.

BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ MEZUNU İKİ ORTAK

KolayBi’nin iki ortağı da bilgisayar mühendisliği mezunu. Öğrenciyken sadece ikisi işe başlamışlar, gelinen noktada 50’yi aşkın çalışanla 40 binden fazla müşteriye hizmet veriyorlar. Sistem üzerinden kesilen e-fatura hacmi ise 61 milyar TL’ye ulaşmış durumda.

KolayBi’nin kuruluş hikayesi iki arkadaşın bir soruna çözüm bulma amacıyla başlamış bir hikaye. O dönem kimseden destek almadıklarını ve sıfır sermaye ile kurduklarını söylüyor: Boyana, şöyle anlatıyor:

“Cem Ekinci ile beraber biz üniversitede arkadaş olduğumuz dönemde, bunu hayata geçirebilir miyiz diye düşünmeye başladık. Tamamen sıfır sermaye ile. Bir hayalin arkasından gitmeye başladık. Kodlama bilgimiz zaten üniversitede okuduğumuz için vardı. Biz bunu kodlayarak platformu ayağa kaldırmaya başladık. Sonra karşımıza bunu nasıl pazarlarız, nasıl satarız, nasıl marka bilinirliğini oluştururuz gibi noktalar çıktı. Günün sonunda ürününüz ne kadar iyi olursa olsun, oluşturmanız gereken nokta güven. Bu güven esasını karşı tarafa aktarmaya yönelik faaliyetlerde bulunduk. Türkiye’deki kuluçka merkezleriyle konuştuk. ‘Bizim bir fikrimiz var, kobilere yönelik bulut tabanlı finans platformu yapmak istiyoruz’ dedik. Onların yüksek maliyetli, kurumsal kaynak planlama uygulamalarıyla beraber yapabildikleri işlemleri bulut tabanlı olarak, finansal dikeyde almalarını sağlayacak bir altyapıyı kurmak istediğimizden bahsettik.”

KOBİ’LERİN BATMASINI ENGELLEMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK

İlk iş fikrini anlattıklarında pek de olumlu dönüşler gelmez. Yatırımcılar neden ürünü sadece Türkiye üzerinde yaptıklarını sorgular. Boyana, şöyle devam ediyor:

“Bu kulağımızın arkasında not olarak kaldı ama bizim ilk hedefimiz, Türkiye’deki kobilerin batmasını engellemekti. Onların finansal olarak sürdürülebilir karlılıklarını net olarak görebildikleri, yani gelirlerini ve giderlerini kontrol edip raporlayabildikleri, finansal herhangi bir okuryazarlığın olmadığı noktalarda bizim uygulamamız sayesinde net olarak raporlarını alabildikleri bir platform vermek istiyorduk. Bu hayalle başladık, Türkiye’ye de bu yüzden döndük. Şimdi baktığımızda 40 binin üzerinde firmanın Kolaybi’yi kullandığını görüyoruz. Her gün binlerce teşekkür mesajı alıyoruz.

Hatta bizi destekleyen kuruluşlardan bir tanesinin genel müdürü bir toplantıda, ‘bu fikri nasıl yayacaksınız, bankalar veya büyük kuruluşlar size güvenmez. Bunu herhangi bir noktaya getiremezsiniz’ diye demotive etmişti. Biz toplantıdan Cemle beraber çıktığımızda onun ne kadar yanıldığını gösterebilmek adına, canla başla mücadelemize başladık. Günün 8 saati çalışıyorsak, 14 saate kadar çıkarak, hafta içi, hafta sonu çalışmalarımıza devam ettik. Baktığımızda Türkiye’de bir banka ile işbirliği yapan yegane finansal teknoloji kuruluşlarından bir tanesi oldu Kolaybi.”

2017 yılında ilk işe başladıklarında iş fikrini, pazarlama ve satışı geliştirme konusunda bir kuluçka merkezinden destek alırlar. Daha sonra da Türkiye’deki melek yatırımcılar ve yatırım fonlarıyla görüşmeler başlar. İlk yatırımı 2018 yılında alırlar, sonra da bu yatırımlar 2022’ye kadar devam eder.

TÜRKİYE’YE BAŞARI HİKAYESİ YAZMAK İÇİN DÖNDÜK

Boyana, “Türkiye’nin 2017 ile 2022 arasındaki akışına baktığımızda son derece krizlerle dolu, kritik dönemlerden geçtiğini görebiliyoruz. Sermayeniz olmadığı noktada böyle bir ürünü Türkiye’ye yayabilmek, 7/24 çalışan bir operasyonu ayağa kaldırabilmek takdir edersiniz çok zor. Bunun için de bir sermaye gerekiyor. Biz bir start up firma olarak başladığımız için, sermaye kuruluşlarıyla görüşmemiz gerekiyordu. Ancak yaptığımız toplantılarda TL’nin değer kaybetmesinden dolayı devamlı bir negatif geri bildirim alıyorduk, bu bizi çok zorluyordu. Ardından biz Türkiye’de bu yatırımı yapıp, globale açılabileceğimizi inandıracağımız yatırımcılarla yola devam etmek istedik. Günün sonunda baktığımızda yatırımcılarımız KolayBi’ye yaptığı yatırımlardan dolayı son derece memnunlar. Biz bu dönemlerde yatırım alabildik. Beklediğimiz yatırımların daha azını bulduk ama ona rağmen pes etmedik. Bu işe baş koymuştuk.” diyor.

İtalya’da çalışırken aynı anda İngiltere’den bir iş teklifi aldığını ve para odaklı düşünmediği için Türkiye’ye geldiğini söyleyen Boyana, “Son derece iyi bir hayatım vardı. Ben buraya bir başarı hikayesi yazmak üzere geldim. Bunu da Cem’e belirttim. Günün sonunda firma belli bir noktadan sonra kar yapacak ama bu karı firmaya sermaye olarak aktarmak istediğimi ilk noktada konuşmuştum. Kendisi de ‘Evet, bu fikri globale yaymak istiyorsak, her bir şekilde büyümesine yardımcı olmamız gerekiyor’ dedi” ifadelerini kullanıyor.

AŞAĞI ÇEKMEK İSTEYEN ÇOK İNSAN OLUYOR

Türkiye’de girişimciliğin zor bir meziyet olduğunu söyleyen Boyana, şöyle devam ediyor:

“Bir işe başlarken, etrafınızda size inanmayan, sizin gibi düşünmeyen, sizi aşağı çekmeye çalışan çok insan oluyor. Türkiye’deki ekonomik koşullardan dolayı da böyle sorunlarla karşılaştığımız oldu. Çoğu kez ‘bu işi bırakalım mı, aslında yaptığımız işlere geri mi dönelim’ diye konuştuğumuz oldu. Ama her defasında beraber bir araya gelip, eğer bunu şu an denemeyeceksek ne zaman deneyeceğiz diye kendimize sorduk. Baktığımızda 30’ların başlarında iki tane Türk genci, Avrupa’da eğitimlerini almış, Türkiye’ye gelmiş bu iki Türk genci yenilik yapmayacaksa kim yapacak? Yola her şeye rağmen devam etmeye çalıştık.

OTOBÜSE BİNECEK PARA BİLE KALMAMIŞTI

2017’de bir bankada çalışırken işten çıktım, bu şirketi kurduk. İşe başlarken aslında ortada herhangi bir destek, bir para, sermaye yoktu. Cemle beraber 7/24 bu işe kanalize olmuştuk. Kendi paralarımızın bittiği noktalar da oldu. Hatta şöyle söyleyeyim, otobüse binecek kadar paramızın kalmadığı yerler oldu. Ama biz ‘önümüzde olan hedef ne, biz bu işi yapmak istiyor muyuz’ konularına odaklandık. Sermayeye hiçbir şekilde odaklanmamıştık. Baktığımızda aslında doğru bir karar verdiğimizi söyleyebilirim.” diyor.

Boyana’ya göre başarının sırrı öyle çok bilinmeyen bir şey değil, bir çok girişim hikayesinde gördüğümüz gibi çok çalışmak. Makine de satsanız, kahveci de kursanız, kebapçı da açsanız, teknolojik bir ürün de geliştirseniz çok çalışmak zorundasınız. Boyana, “Bahaneler üretmek bizim toplumumuzda çok yaygın. Bahaneler üreterek aslında yapmak istediğiniz noktadan uzaklaşıyorsunuz. Sizinle hedefiniz arasındaki tek engel kendinizsiniz. Eğer bahaneleri bir kenara bırakıp problemleri çözmeye odaklanırsanız, aslına hedefinize hızlı bir şekilde ilerleyebilirsiniz.

Size etki eden bir çemberler dizisi var. Bunlardan ilki yakın çevreniz. Daha sonra irtibatta olduğunuz kurum, kuruluşlar, insanlar. Daha sonra da bulunduğunuz ülke ve şehir. Belki birinci çemberi geçiyorsunuz, insanların o etkileriyle baş edebiliyorsunuz. Daha sonra sizinle iletişimde ve etkileşimde olan firmalara baktığınızda onlardan da sizi demotive eden sözler çıkıyor. Bu sefer onu geçiyorsunuz, bulunduğunuz ortamda, şehirde veya ülkede oluşan olaylardan dolayı önünüze engeller çıkıyor. Bırakmak için karşınızda binlerce sebep olabiliyor. Ama devam etmek için tek bir nedeniniz var, o da hedefiniz. Dolayısıyla engellere değil aslında hedefinize odaklanmak başarılı olmak konusunda en büyük motivasyonumuzdu.” diyor.

BİR E-POSTA İLE HAYATLARI DEĞİŞTİ

KolayBi kolay kurulmasına karşın büyütmek hiç de kolay olmamış. Hatta 2018’de görüştükleri sermaye firmalarının hepsinden olumsuz yanıtlar gelip ellerindeki patra bitince ciddi ciddi kapatmayı düşünmüşler. Ancak orada karşılarına başka bir hikaye çıkmış:

“Bakanlık bizi Türkiye İnovasyon Haftası’na davet etti. İlgili kuluçka merkezinde yer almamız ve yenilikçi bir firma olmamız sebebiyle stant açmamızı istediler. Biz son derece isteksiz olarak katıldık. Çünkü günün sonunda biz müşteriye ve ürüne odaklanmıştık. O gittiğimiz etkinlikte ise şu an mevcut olan melek yatırımcılarımızdan Varol Bey’i dinleme fırsatı buldum. Dinlerken şunu fark ettim, bu adam aslında girişimcinin dertlerini biliyor. Neler yaşadığını anlıyor, ülkedeki zorluklarla baş edildiği noktaları biliyor. Cem’e dönüp ‘Bu adamla konuşmamız, tanışmamız lazım’ dedim. Kendisinin melek yatırımcı kimliği de vardı.

İki satırlık bir e-posta hazırladık ama o e-postayı hazırlamamız 2 saat sürdü. E-posta’yı yolladığımızda bize cevap verecek mi vermeyecek mi bilmiyorduk. 1 hafta sonra asistanı bize geri döndü, Varol Bey sizinle görüşmek istiyor dedi. Ardından görüştüğümüzde kendisine hangi aşamalardan geçtiğimizi anlattık ve çekirdek aşamasında sermaye artırımına ihtiyacımız olduğunu belirttik. Kendisi de bu işe ve bizlere inanarak KolayBi’nin ortakları arasına girmiş oldu. Şans eseri katıldığımız bir etkinlikte Varol Bey’i dinlememiz, ona her şeye rağmen ulaşmamız ve onunla yaptığımız toplantıdan sonra aldığımız ivmeler en önemli kırılma noktalarından oldu.”

Boyana’ya göre iş yaşamında mahşerin üç atlısı var: itibar, sabır ve çalışmak: “Yeni nesil kuşağın en büyük sorunlarından bir tanesi sabır. Belki de internetin getirdiği bir sonuç bu. Bir şeyi sorguluyorsunuz ve hızlı bir şekilde cevabını alıyorsunuz. Yaptığınız çalışmaların meyvesini toplamak belli bir süreç alıyor, belki beklediğinizden daha uzun bir süreç alıyor. Dolayısıyla daha sabırlı davranmanız gerekir. Genç girişimcilerin çok çalışması lazım, işin her bir noktasına dokunsunlar, asla pes etmesinler. 10 sene önceki Gökhan’a çok daha fazla çalışmasını söylerdim. Baktığında aslında şu an çok daha az çalıştığımı fark ediyorum. Çok daha fazla çalışıp bundan çok daha başarılı olmak isterdim.”

spot_img

SON YAZILAR

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR