Bu hafta Storybox’ın konuğu ACS Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Aysun Aktaş Akdoğan… Akdoğan, 28 yaşında üniversitedeyken ek gelir amacıyla bir e-ticaret sitesi kurdu. Enerji ürünleri satarak harçlığını çıkarmaya çalışan Akdoğan’ın kurduğu e-ticaret sitesi bugün, Türkiye ve dünyada söz sahibi olan büyük bir güneş enerjisi panelleri üreten firma haline geldi. Amerika başta olmak üzere, Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihracat yapan ACS Enerji’nin kurucusu Aysun Aktaş Akdoğan’ın sıfırdan başlayan hikayesi Storybox’ta…
Aslen Karsli olan ama İzmir’de yaşayan Aysun Aktaş Akdoğan, henüz 35 yaşında olmasına karşın Türk enerji sektörüne damga vurmuş isimlerden biri. Devlet memuru bir babanın kızı olan Akdoğan,
başarılı bir eğitim hayatının ardından işletme doktorası yaparken girişimci olmaya karar veriyor. Ancak onun girişimcilik hikayesi, normalde örneği fazla görülmeyen enerji sektöründe oluyor. Sürecin nasıl geliştiğini şöyle anlatıyor:
“Doktora yaparken bir yandan da ek gelirim olsun diye bir e ticaret sitesi kurmaya karar verdim. O dönem araştırdığım sektörler arasında enerji de vardı ve kararımı verdim. Enerji ürünleri alıp satan enerjipazarı.com.tr diye bir online bir site açtım. Bu sitede yurt içerisinden tedarikçilerden enerji ürünlerini alıp son tüketiciye ulaştırıyordum ve daha sonra bu ürünleri yurt dışından ithal etmeye başladım. Yurt dışından ithal edip yurt içerisinde hem son tüketicilere hem bu işi yapan bayilere satmaya başladım. Ürün almak için Çin’e de gitmeye başladım. Çin’de kendi markamız olan Lexon markalı ürünleri ürettirip yurt dışına satmaya başladım. Aslında sermaye biriktirmesi sağlayan işlerden birisi buydu.
E-ticaret sitesini kurarken sadece site kurulum masrafları vardı. Onun dışında sattığım ürünleri sattıktan sonra tedarik edip tüketiciye gönderiyordum. Yani çok büyük bir sermayeyle kurulmadı.”
ACS Enerji’nin temellerini bir pazar yeri ile kuran Aydoğan, işlerin nasıl ACS’ye doğru evrildiğini ise şu sözlerle anlatıyor:
“2017 yılında güneş panellerine gelen gözetim vergisi ile birlikte artık yurt dışından ithal ederek sattığımız güneş panellerini ithal edemez duruma geldik. Gözetim vergisi şu demek, devlet yurt içindeki üreticileri korumak için ürünlere bir vergi getiriyor.
Aslında bu bize fayda oldu. İthalatçı iken bizi üretime zorlayan bir vergi oldu bu. O vergi olmamış olsa pek çok firma halen bu ürünleri yurt dışından getiriyor olacaktı ve bu vergiyle birlikte Ülkemizdeki üreticilerin sayısı artmaya başladı. Ben de o dönemde, 2017 yılında, biriktirdiğimiz sermaye ile Izmir Pınarbaşı’nda 500 metrekare alanda yaklaşık 10 personelle yıllık 10 megavat bir kapasiteyle ilk üretim tesisimi kurdum ve bu tesis her yıl kapasitesini arttırarak devam etti. 2017 yılındaki 10 çalışan yerine şu an 250 çalışanı olan, 500 metrekare alandan 12 bin metrekare alana çıkan fabrikadan ve 10 megavattan 500 megavata çıkan bir üretim kapasitesinden bahsediyoruz. Aynı zamanda Avrupa ve Ortadoğu’da çok fazla ülkeye ihracat yapıyoruz.
KIRILMA ANI ÜRETİME BAŞLAMASI OLDU
ACS enerjinin kırılma anı, üretime girmesiydi. Çünkü 2017 yılında ACS enerji güneş paneli üretmeye başladığında Türkiye’de sayılı üretici vardı. Örnek veriyorum, 10 tane üretici varken şu an 60’lara çıkmış durumda. ACS Enerji biraz daha pazarın kaymağını yiyebileceği bir dönemde kuruldu ve ilk üreticilerden birisi olduğu için kısa sürede hızla büyüdü.”
ACS Enerji fotovoltaik güneş paneli üretimi yapıyor. Bunun yanı sıra enerji sektöründe kullanılan depolama ürünleri dönüştürücü ürünlerini tedarikçisi konumunda. Off-grid sektöründe Türkiye’de lider konumda olan bir firma. Yurt içerisinde 1000’in üzerinde bayisi ile bir anlamda Türkiye’de en ulaşılabilir güneş paneli üreticisi.
Kendilerinin sadece güneş paneli üretmediğini belirten Aydoğan, “Enerjinin üretilmesinin yanında bu enerjinin depolanması ve dönüştürülmesi de çok önemli. Depolamak için. en küçük amper saatlerden başlayın, işte büyük kapasitelere kadar akülülerimiz var. Bunun yanı sıra ongrid offgrid invertörlerimiz, şarj kontrol cihazlarımız var. Ürün çeşitliliği olarak 100’den fazla ürün ile Türkiye’de ürün çeşitliliği en fazla olan şirketiz diyebilirim. Bunun yanı sıra güneş panellerinde de ürün yelpazesi en geniş olan şirketiz. 5 wattan başlayıp 650 wata kadar güneş panellerinin üretimini yapıyoruz şu anda.” diyor.
EVLERDE 5 YILDA, FABRİKADA 2 YILDA AMORTİ EDİYOR
Aydoğan, şöyle devam ediyor:
“Ürettiğimiz ürünler, enerjiye ihtiyacı olan her yerde kullanılabilir. Bir fabrikanın çatısında kullanılacak ürünü de üretiyoruz, bir karavanın çatısında enerji üretecek ürünü de, bir kampa gittiğinizde orada sizi aydınlatma sağlayacak ürünü de üretiyoruz. Yani en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm ürünlerin hepsini üretiyoruz.
Güneş paneli kurmak özellikle fabrikanız varsa çok akıllıca. Fabrikalarda genelde gündüz tüketimler çok yüksektir ve bu gündüz tüketimlerini güneş panellerinden sağlamak yapılacak en iyi yatırımlardan birisi. Şu an bir ev bile alsanız, nereden baksanız 40 yıllık bir sürede kendini amorti ediyor. Kendini evde 5 yılda, fabrikada 2 yılda amorti eden bir sistem kesinlikle çok mantıklı.”
ŞEBEKEYE BAĞLI SİSTEMLER ÇOK MANTIKLI
Güneş enerjili sistemlerin ongrid ve offgrid olmak üzere iki çeşit olduğunu anlatan Aydoğan, şöyle açıklıyor:
“Grid dediğimizi, şebeke direkleri olarak düşünebilirsiniz. Ongrid şebekeyle bağlantılı, offgrid şebekeden bağımsız sistem demek. On grid sistemlerde enerjiyi gündüz üretiyorsunuz ve ürettiğiniz tüm enerjiyi şebekeye veriyorsunuz. Ay sonunda ise mahsuplaşma yapıyor. Örnek veriyorum işte siz 500 liralık elektrik üretip şebekeye verdiniz, 400 liralık elektriği kullandınız. 100 liralık fazla üretimin parasını alıyorsunuz. Ongrid sistemde şebekeyle birlikte çalışıyorsunuz. Eğer bulunduğunuz yerde şehir şebekesi varsa on grid sistem kurmanızı öneriyoruz. Güneşten gelen enerjiyi gündüz vakti direk kullanıyorsunuz, gece şebekeden çekiyorsunuz ve ay sonunda mahsuplaşıyorsunuz.
Offgrid sistemlerde de ürettiğiniz enerjiyi akülere depoluyorsunuz. Hem gündüz hem gece bu enerjiyi kullanabiliyorsunuz. Ancak panel maliyeti kadar akü maliyetiniz oluyor ve sistem maliyeti çok daha yüksek. Bunun yanı sıra akülerin belli bir ömrü var ve bunları değiştirmeniz gerekiyor. Ömrünü tamamladığında neredeyse sistem kendini hiç amorti etmiyor gibi bir durum oluyor. Bu nedenle akülü sistemler, daha çok elektriğin bulunmadığı, şebekenin olmadığı yerlerde kullanılan sistemler. Mesela bir bağ eviniz var, orada bir tane buzdolabı kullanacaksınız, televizyonunuz olacak, aydınlatmalarınız olacak, daha çok temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir sistem kuracaksınız. İşte 4 tane güneş paneli, 4 tane akü, bir inverter ile bir sistem kurabiliyorsunuz.”
Aydoğan, güneş panellerin bir ömrü olduğuna ve her yıl belli bir verimini kaybettiğini söylüyor. Şu anda verim olarak 25 yıla yakın garanti sürelerinin mevcut olduğunu belirten Aydoğan, “25 yıl sonra güneş panelleri hala çalışmaya devam ediyor, sadece verimleri düşüyor. Yaklaşık yüzde 20’ye yakın bir verim kaybı oluyor” diyor.
GÜNEŞ PANELLERİNİN BAKIMI ÇOK KOLAY
Güneş panellerinin en güzel özelliklerinden birisinin bakım maliyetlerinin çok düşük olması olduğunu belirten Aydoğan, şöyle devam ediyor:
“Üzerleri tozlandığında sadece temizlenmesi yeterli. Herhangi bir ekstra bir bakıma ihtiyacı yok. Güneş panellerinin dış yüzeyinde bulunan alüminyum çerçevesiyle bunların montajını yapıyorsunuz ve istediğiniz zaman montajını söküp herhangi bir yerden başka bir yere taşıyabilirsiniz. Enerji ihtiyacı olan her sektörde güneş panelleri kullanılıyor. Fabrikalarda, fabrikalarda kendi enerjilerini üretmek için, tarımda, karavanlarda, yatlarda, bağ evlerinde…
Son dönemlerde tarımda güneş panellerinin kullanılması yaygınlaşmaya başladı. Çünkü genelde gündüz saatlerinde sulama yapılıyor. Çiftçiler gelen enerjiyi direkt bir invertör ile pompalarını çalıştırarak ihtiyaçları olan tüm enerjiye ulaşıyorlar. Bu sistemde mesela deredeki suyu alıp güneş enerjisiyle bir pompayı çalıştırıyorsunuz ve deredeki suyu kullanarak sulama yapıyorsunuz. Yani yer altından kaynak suyu çekmiyorsunuz.
Konya ovasının yüzölçümünün yaklaşık 12 kata kadar bir alanı bu güneş panellerimiz ile kapladığımızda dünyanın ihtiyacı olan tüm elektrik enerjisini karşılayabiliyoruz.”
HAYAL ETMEKLE DEĞİL ÇALIŞMAKLA OLUYOR
“ACS Enerji çok büyük bir bütçeyle kurulmadığı için çok batacak bir şey de yok” diyen Aydoğan, ilk dönemde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Para da yoktu açıkçası ortada. Kendi mesleğini yap, neden akademisyenliğe devam etmiyorsun diyen çok oldu etrafımda. Hatta o dönemlerde çok kişi akıl veriyordu. Ama artık kendimi ve şirketimi kanıtladım, bir zamanlar akıl vermeye çalışan insanlar şu an benden akıl istiyorlar.
İşlerin bu kadar büyüyeceğini o dönemde hayal etmiyordum açıkçası ama bu işler hayal etmekle de olmuyor, bence sadece çok çalışmakla oluyor. Çok çalıştım ve bu çalışmanın karşılığını aldığımı düşünüyorum.
Girişimci olmak çok çalışmak ister. Bir fikriniz olabilir, gerçekten çok tutacak bir fikriniz olabilir ama bunun için çaba göstermediyseniz, çalışmıyorsanız o fikrin bir önemi olmuyor. Eğer bir şeyleri geliştirecekseniz, hiç yılmadan, usanmadan hedefinize ulaşmak için gecenizi gündüzünüze katarak çalışmanız gerekiyor.”